Dilhane Mart Sayısı mart | Page 44

AMİNE YAMAÇ Var mıdır bu dünyada Müslümanlar kadar şanslı bir ümmet daha. Neden mi şanslı? O zaman ilk kapıyı açalım. Ahiret inancı üzerine hiç düşündünüz mü mesela, yoksa bu yaşınıza kadar evet ahirete iman ediyorum deyip geçiştirmeyi mi seçtiniz? Birlikte düşünelim o vakit. Ahiret deyince aklınıza kavuşmak geliyor mu? Yaratana, en sevgili olan peygambere, belki de geçen yaz kaybettiğiniz annenize… Kavuşmak bakın bunlar, yok olmak kaybolmak değil. Asıl cennet kavramından bahsetmek isterdim ama bunu kendime had olarak bile görmüyorum. Benim ahiret inancım eşittir kavuşmak. Peki ya sizin nedir bir düşünün derim, belki ne kadar şanslı olduğumuzun bir kısmını bulmuş olursunuz. Ahiret kavramını bilen bir diriliş insanı hiç beklemez bağırır “UYANIN EY KARDEŞLERİM, KAVUŞMA GÜNÜ GELMEDEN UYANIN Kİ MÜMKÜN OLSUN EN GÜZEL KAVUŞMALARIMIZ” diye. Ahiret inancı üzerine düşünme sözü alıp sizlerden, yeni bir kapı ile devam ediyorum. Modernleşme hareketi üzerine düşünelim birazda. Diriliş insanı ne modern olmaya düşman olmalı, ne de modernliğin kölesi olmalıdır. Bir Müslüman, bir diriliş insanı her şeyin iyisini kötüsünü bilerek, bu benim vahiy çizgime uygun mu diye düşünerek yol almalıdır. Demek istediğim örümcek kafalı olarak geçmişe bağlı da olmamalı, aynı zaman modern adı altında verilen her şeye de şuursuzca sarılmamalıdır. Müslüman modern diye anılmak zorunda değildir. Fakat kendisine gerici denilmesine de izin vermemelidir. Onun bir Müslüman olduğu her halinden anlaşılmalı ve ona saygı duyulmalıdır. İşte diriliş insanı burada gerici olan ruhu da modernizenin kölesi olan ruhu da diriltmekle mükelleftir. Bu çağda insanlar modern olmak adına kendini vahiy ve sünnet çizgisinden çıkarmış. Faiz yiyen, zina eden, tesettür kullanmayan, yalan söyleyen fakat Allah’a inancı olan modern Müslümanlar olmuştur. İşte bu ruha eziyet veren bir ölümdür. YENİDEN DİRİLİŞ