Aşık Veysel; insana ters bakan,
onu hor gören kimselere
kırgındır fakat bu kırgınlığı
kendine has bir üslup ve güzel
deyiş ile söyler.
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım?
Söz insanın terazisidir. Fazlası
ziyan, azı vakardır ve derler ki:
Eğer kalpte darlık ve üzüntü,
vücutta bitkinlik ve halsizlik,
rızıkta eksiklik ve bereketsizlik
olursa, bunun boş ve yersiz
konuşmalardan meydana
geldiği bilinmelidir. Aşık Veysel
ise:
Kar suyundan süzen çeşme göl
olmaz
Gül dikende biter diken gül
olmaz
Vız vız eden her sineğin
bal'olmaz
Aşık Veysel, Allah'ın verdiği
yetenek ve aşk dolu bir gönül
ile yeri doldurulamayacak
büyük bir halk ozanıdır. Şiirlerini
okuyan ve türkülerini dinleyenin
hüzün ve neşe sahibi olmaması,
turna olup uzaklara gitmemesi
mümkün değildir.
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa
yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır
dizeleri, topraktan uzaklaşan
insana bu çağda öğüt teşkil
eder. Toprağın dost, dua ,
hazine olduğunu söyler.
Allah-kul ilişkisine yine topraktan
öğüt verir. Hakikat arayanlara
toprağı rehber gösterir.
Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sâdık yârim kara topraktır
Peteksiz arının balı yalandır.
Dünya geçicidir ve ömür sayılı
günlerden ibaret. Asıl marifet
ise nice canlardan geri kalan
misafirhanede hoş bir sadâ
bırakmak, temiz geldiğimiz gibi
temiz gidebilmek, ben giderim
adım kalır, dostlar beni hatırlasın
diyebilmektir.
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
AŞIK VEYSEL
DURMUŞ ALİ ERTAŞ