Dilhâne Mayıs Sayısı MAYIS Sayısı (1) | Page 48

Tenperverlik ve atalet üzerine bir kaç kelam Bugün, müslümanların içinde bulundukları maddi ve manevi hal-i pür melalin en büyük sebeplerinden birisi de, tembellik ve tenperverliktir. Bu iki mefhumu içine alan bir kavram olarak ”atalet”bir diyebiliriz. Atalet, tembellik ve tenperverlik Farsça’dan dilimize, dilimizden de Yunanca’ya geçen ”tenbellik”, lugatta ”işe hevesi olmama, rahatına düşkün olma” şeklinde tarif edilmiştir. Tembelliğin akrabası olan ‘tenperverlik” ise, insanın rahatına ve konforuna düşkün olmasından dolayı, çalışmak ve gayret etmek istememesidir. Bediüzzaman hz., tembelliği ve tenperverliği ”meylürrahat” olarak ifade ederek, ”umum meşakkatin (zorlukların) anası ve umum rezaletin yuvası” olarak tarif etmektedir. Ona göre tembellik, himmet ve gayrete bağlı olan muvaffakiyetin en büyük düşmanıdır. Atalet ise, ”hiçbir şey yapmama, boş durma, eylemsizlik” gibi manaları ihtiva eder. Atalete düşmüş kimse, tembelce hareket eder, işleri hep erteler, büyük ve ağır işleri üstlenmekten kaçar. Bakışları durgun ve donuk, sabahları yüzü ”bırak da biraz daha uyuyayım” modundadır. Akrepten, yılandan kaçarcasına işten ve sorumluluktan kaçar. En değerli sermayemiz? Maalesef bu atalet ve yılgınlık halinin belirtilerini, başta kendimizde olmak üzere toplumumuzda birçok kişide görmekteyiz. Bu halin birçok sebebi olabilir fakat ben en büyük sebeplerden biri olarak irade zayıflığı, iç disiplin eksikliği ve hamiyetsizlik olarak görüyorum. Atalet bataklığına düşmüş bir kişinin en çok harcadığı meta’ para değildir ama ondan daha da değerli olan zamandır. Modern çağda ve teknoloji asrında yaşayan müslümanların çok büyük bir kısmı, rahatlık ve konfor içinde yaşamanın verdiği gafletle, ALLAH’ın bizlere bir sermaye olarak verdiği en değerli hazinemiz olan vakti doğru ve etkili kullanamamaktadır. 48