Kuruluşundan Tanzimat’a Defterhâne-i Hakanî
Defterhâne’nin teşkilatlanmış, müstakil bir daire olarak hangi tarihten itibaren varolduğu konusu henüz kesin olarak belirlenememiştir. Osmanlı Devleti’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren varolduğu görüşünün yanı sıra, Fatih Devrinde teşkilatlandırıldığı veya II. Bayezid Devrinde ilk kez ihdas edilip, Kanunî Devri’nde müstakil bir daire hâline geldiği yönünde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Douglas HOWARD, “The Otoman Timar System and
Its Transformation” adlı doktora tezinde, BARKAN tarafından da bazı kısımları yayınlanan bir
rûznâmçe defterindeki bilgilere dayanarak Defterhâne’nin II. Bayezid Devrinde ihdas edildiğini, defterhâne’nin müdürü olan defter emininin ise Hazine-i Âmire şakirdleri arasında
bulunduğunu ve Defterhâne’nin ancak 1540’lı yıllarda Kanunî Devri’nde müstakil bir daire
hâline geldiğini ileri sürmektedir. Oysaki söz konusu rûznâmçe defterinde defter emini olarak gösterilen Piri Bey’in şakirdinden ve defterin başka bir kısmında Defterhâne kâtiplerinden
bahsedilmesi Defterhâne’nin bu dönemde bir teşkilat olarak varolduğunun ve defter eminliğinin şakirdlik düzeyinde bir memuriyet olmadığının göstergesidir.144 Howard’ın bu görüşü ileri sürmesi, timar sisteminin ve tahrir usulünün umûmî manada sistemli ve düzenli olarak Kanunî Devri’nde yapılması ile ilgili geleneksel anlayıştan ileri geliyor olabilir. Hâlbuki yapılan araştırmalar ve tespit edilen kaynaklara göre Osmanlı Devleti’nde timar sisteminin varlığı Orhan Bey Devri’nde kesin olarak bilinmekle birlikte Osman Bey Devri’ne kadar götürülebilmektedir.145 Ayrıca, ilk defa İbrahim Hakkı KONYALI tarafından söz edilen 146 ve Halil İNALCIK tarafından yayınlanan Hicrî 835 (M.1432) tarihli Arnavid Sancağı Defteri’nde 147 de
ortaya konulduğu üzere, daha kuruluş yıllarında tahrir sistemi klasik usulüyle uygulanmakta
olup, Anadolu ve Rumeli’yi kapsayan ilk umumî tahririn ise henüz Fatih Devri’nde yapıldığını
görmekteyiz. Yine, II. Bayezid’in 1499 Yılındaki İnebahtı Seferi ile Yavuz Sultan Selim’in 1514
Yılındaki Çaldıran Seferinde Defterhâne ile birlikte Defter Emini’nin ve kâtiplerin hazır bulunmaları müstakil bir teşkilat olarak Defterhâne’nin bu tarihlerdeki varlığını ispatlamaktadır.148
Bu delillerin yanı sıra, Defterhâne’nin varlığına kaynak olarak ilk defa Fatih’in meşhur Teşkilat Kanunnâmesi’nde rastlamaktayız.149 Bu Kanunnâme’de Defterhâne