Tarih Boyunca Mülkiyet Anlayışı ve Osmanlı Toprak Düzeni
dana gelmiştir. Roma Devleti arazilerinin giderek büyümesine rağmen, büyük malikâne sahiplerinin güçlerini kullanarak zayıların ellerindeki arazileri almaları, Yunanistan’da meydana gelen sınılar arası mücadelelerin benzerinin yaşanmasına ve bu mücadelelerin sonunda M.Ö. 450 yıllarında ortaya çıkarılan 12 Levha Kanunları ile Roma’da ferdî mülkiyet güvence altına alınmıştır. Roma’da cumhuriyet döneminde toprak iki kısma ayrılmıştı: “ager privatus” denilen kısmı, sahiplerinin mülkiyet hakkından tam olarak faydalandığı ve vergi ödemedikleri bölümünü, “Ager publicus” denilen kısmı ise, çıplak mülkiyeti devlete ait olup kişilerin
sadece kullanma ve yararlanma hakkına sahip oldukları bölümünü oluşturuyordu.12 Ancak
Roma’nın siyasal gelişim sürecinde zamanla şartlar değişmiş, Roma egemenliğindeki vatandaşların farksız şekilde mülk edinebilecekleri kabul edilerek tek bir mülkiyet sistemine geçilmiştir. Roma hukukunda mülkiyet üç vasfı taşımaktadır: Kullanma “usus”, yararlanma “fructus” ve mutlak mülkiyet hakkı “abusus”dır.
Bugünkü modern Avrupa Hukuku’nun büyük oranda Roma Hukuku’ndan esinlenilerek oluştuğu dikkate alındığında Roma Hukuku’ndaki mutlak mülkiyet düşüncesinin Roma
sınırlarını aşarak uluslararası bir hüviyet kazandığı ve asırlar boyunca dünyada ortaya çıkan
mülkiyet fikirlerini etkilediği görülecektir.
3. ORTAÇAĞ’DA MÜLKİYET
Ortaçağda mülkiyet denilince ilk akla gelen feodal toprak mülkiyeti anlayışı ve dolayısıyla Ortaçağ Avrupa’sının mülkiyet telakkisidir.
Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılması ve ilkel Cermen kabilelerinin Avrupa’nın içlerine yönelen güçleri, sonunda, Avrupa’da ortaya çıkan karışıklılıklar içinde kendisini himaye edecek bir güç arayışına giren fertler daha güçlü ve nüfuslu olan senyörlere sığınmışlardır. Bu fertler ellerindeki arazileri senyörlere terk ediyor, senyör ise toprağın işlenmesi görevini o ferde veriyordu. Bu şekilde verilen mülkiyete “benefice” yani lütuf ve hediye deniliyordu. Zaman zaman senyörler güçlerini kullanarak zayıları kendi nüfusları altına almak bahanesiyle mallarına da el koyabiliyorlardı. Başlangıçta bağlılık senyörün yaşamı