Türkiye Kadastrosu’nun Tarihçesi
2. GEOMETRİK/ÇİZGİSEL KADASTRO DÖNEMİ
Osmanlı Devleti’nde 7 C.Evvel 1263 tarihinde tapu senetlerinin düzenlenmesi ve arazi ile ilgili kayıtların bir sicile kaydedilmesi amacıyla Defterhâne-i Hâkanî Emâneti’nin görevlendirilmesinin ardından, önceleri araziyi tasarruf edenlerin müracaatları ve sonraları yerinde yapılan yoklamalar sonucunda tutulan ve yukarıda da söz edilen kayıt defterlerinin,
gereği gibi sağlıklı biçimde tutulmayıp, baştan savma ve suiistimaller de karışarak tertip edilmesi, ayrıca Arazi Kanunnamesi’nin 47. maddesinde ifade edilen hudutların gösterilmesi ile ilgili hususların yanlış uygulanması sonucunda birçok yerde hudut ihtilalarının ortaya
çıkması ve memlekette arazilerin tasarrufuna yönelik hukukun karmakarışık bir hâle gelmesi üzerine, Defter-i Hâkanî Nezâreti bünyesinde Mahmud Esad Efendi’nin riyasetinde bir komisyon teşkil edilmişti. Oluşturulan komisyonun görevi, “arazi ile ilgili tasarruf muamelelerinin ıslah edilmesi ve yeniden oluşturulması ile bu amaçla tutulan defterlerin yeniden tanzim edilmesi ve bu suretle arazi hukukunun bir düzene sokulması” idi. Komisyon çalışmaları çerçevesinde, Avrupa’da tasarruf hukukuyla ilgili tatbikatı yerinde tetkik etmek üzere Mahmud Esad Efendi görevlendirilmiş, R.3 Eylül 1325 (M.16 Eylül 1909) tarihinde İstanbul’dan hareketle sırayla Roma, Brüksel, Londra, Paris, Cenevre, Berlin, Viyana ve Peşte Şehirleri’nde incelemelerde bulunmuştur. Bu incelemelerinin akabinde kaleme aldığı “Lâyiha”sında, söz konusu
memleketlerde uygulanan tasarrufa yönelik muameleleri ve kadastro uygulamalarını ayrıntılı olarak ortaya koymuştur. Lâyiha’sında, Osmanlı Devleti’nde tasarruf hukukunun ilan edilecek kanunlarla sağlam bir düzene sokulmasının gerekliliğini ifade edip, arazilerin yeniden
umûmî bir yoklamaya tabi tutulmasının çözüm olmadığını, tüm arazilerin hudutlarının harita üzerinde gösterileceği tahrîr-i hendesî usûlünün tatbik edilerek, arazi planlarının tanzim
edilmesi gerekliliği üzerinde durmuştur. Bu yeni usulün uygulamasının, Osmanlı Devleti’nin
coğrafî genişliği nedeniyle uzun bir zaman alacağı ve bütçeye büyük bir yük getirileceği ifade edilerek, öncelikle bu hususta bir kanun hazırlanması ve akabinde bütçenin uygunluğu
nispetinde ve hatta kadastro çalışmalarına kaynak oluşturabilecek yeni bir vergi ihdas edilerek, İstanbul ve vilayet merkezlerinden başlamak üzere arazi tahdid (kadastro) çalışmalarına başlanması hâlinde, bütün memleketin mükemmel bir haritasının çıkarılabileceğini ve bu
vesile ile arazilerin kıymetlerinin de daha sağlıklı bir şekilde belirlenebileceğini, dolayısıyla arazi hukukunun da bir nizama sokulabileceğini ifade etmiştir.
Mahmud Esad Efendi, Defter-i Hâkanî Nâzırı olarak başkanlı I