Türkiye Kadastrosu’nun Tarihçesi
rilememiştir. Yine, meşrutiyetten sonra İstanbul’da alım-satım, ifraz, taksim muamelelerinde harita tanzim edilmesi kabul edilmiş ve bu amaçla Defter-i Hâkanî Nezâreti’nde SenedâtUmûmiye Müdüriyeti’ne bağlı iki kişiden oluşan bir fen heyeti oluşturulmuştur. 1911’de dört
kişiye çıkarılan bu heyet Konya’da sulama alanının hududunu tayin ile Edirne ve Lapseki’de
kadastro çalışmalarına başlamıştır. Ayrıca, kadastroya personel yetiştirmek amacıyla 1911 senesinde Kadastro Mekteb-i Âlîsi kurulmuştur. Bu mektebin bir şubesinde mesah yani arazi ölçüm memurları, diğer şubesinde ise tasarruf memurları yetiştirilmesi planlanmıştır.751
Emvâl-i Gayr-i Menkûl Kanunu’nun ilanından evvel zikredilen çalışmalardan başka, 1909 yılında Trabzon Şehri’nin kadastral nitelikli bir haritasının yapılması amacıyla belediyenin görevlendirilmesi752, yine 1909 yılında Selanik’in Vardar Nahiyesi arazisinin kadastrosunun yapılması amacıyla Fransız Fen Mütehassısı Mösyö Şrader ve ekibine ihale edilmesi 753 çalışmaları sayılabilir. Bilhassa Vardar’daki çalışmanın numune olarak yapılacağının, akabinde tedricen tahdid haritalarının diğer mahallere de uygulanacağının belirtilmesi dikkat çekicidir. Kadastroya yönelik tüm bu çabalar Osmanlı’da ilk kadastro kanununun ilanından önce fennî nitelikli kadastro çalışmalarının yapılmakta olduğunu desteklemekle birlikte, bu çabalar bazı idarecilerin ferdî gayretlerinden ibaret kalmış ve yeni usul üzere kadastro çalışmalarının yürütülmesine yönelik derli toplu ve ihtiyaca cevap veren bir kanun metni bulunmadığından
Osmanlı’da yapılan bu ilk kadastro çalışmaları, bu çalışmaları yürüten mühendis, muharrir ve
memurlara gönderilen talimatlar754 ve 1277’de çıkarılan Tahrir Nizamnâmesi çerçevesinde
yürütülebilmiş ve bölgesel olmaktan öteye geçememiştir.
751 Halid Ziya, a.g.e., s.38
752 BOA.DH.MKT. dos.no:2797/80
753 BOA.DH.MKT. dos.no:2729/45
754 Mahmud Esad, “layiha”, s.16
202