Kreşenko
5. Bölüm
Ferit ve Ezgi ellerini kaldırdılar. Ferit korkakça ve ağır ağır arkasını
dönmek istedi fakat peçesini takmış adam sert bir tepkiyle bu dönüşü
engelledi; “Olduğun yerde kal!”. Uzun boylu, kirli sakallı, iri yarı adam
son derece ağır adımlarla yaklaştı. Silahını beline koyup Ferit’in üzerini
aramaya başladı. Kaba bir üst araması yaptıktan sonra Ezgi’yi aramaya
başladı. Fakat Ezgi’yi araması Ferit kadar kısa sürmedi. Koltuk altını
ezerek kontrol ettikten sonra göğüslerini iyice sıktı. Göğüslerinin altına
indirirken elini birden tekrar yukarı çıkarıp göğüslerini sıktı. Kalçasını ve
bacaklarını üst aramaktan çok taciz edercesine elledi. Ayak bileklerini
de iyice kontrol ettikten sonra ellerini iyice bastırarak yukarıya çıkardı.
Eteğinden yukarıya doğru çıkarıp küloduna kadar uzattı ellerini. Sonra
hızlıca çekip “temiz” dedi. Ezgi “Orospu çocuğu” diye mırıldandı. Adam
bunu gayet net bir şekilde duymasına rağmen yaptığının farkında
olmanın bilinciyle duymamazlıktan geldi. “Dönün arkanızı, ne işiniz var
burada?” dedi. Ferit konuşmak için ağzını açarken Ezgi konuşmasına
fırsat vermedi;
-Sizin ne işiniz var? Ne için bunu yapıyorsunuz?
-Daha güzel bir dünya için
-Daha güzel bir dünya kadınları ellemekle mi kuruluyor?
-Ben sadece üstünü aradım. Burada ne işiniz var!
-Sizin aptal savaşınızın saatini hesaplayamayıp dışarıda kaldık sadece.
Sen de soruma doğru düzgün cevap verir misin? Sizin burada ne işiniz
var? Belinizde silah ve bu azgınlıkla mı aydınlatacaksınız buraları?
-Evine git!
Ezgi, uzun uzun konuşmak, bağırmak istiyordu. Az önce yaşadığı
şüphesiz ki kendisine çok ağır geliyordu. Ferit ellerinden tutup tabiri
uygun düşerse sürükledi Ezgi’yi. Adam, onlar gözden kaybolana kadar
baktı.
Otele ulaşana kadar hiç konuşmadılar. Ezgi kapıdan içeri girer girmez
odasına gidecekti fakat Ferit kapıdan içeri girmelerine izin vermedi.
“Biraz konuşalım” dedi. Ezgi, bir yanıt vermedi ama olduğu yerde
bekledi. Ferit, otelin kapısındaki merdivenlere oturdu. “İyi misin?” diye
sordu. “Pek değil.”. “Bu savaşı bitireceğiz demiştin, nasıl?”. “Yarın
konuşalım”. Ezgi cümlesini bitirir bitirmez içeriye girdi. Ferit biraz etrafa
bakıp gecenin sessizliğine banıp gözlerini girdi içeriye. Lobide bir tek
Sami abi oturuyordu. “Gel” dedi. Sami abi, her zamanki gibi sigarasını
içiyor ve derin derin düşünüyordu. Ferit’le yarım saat kadar hiç
konuşmadılar. Sami abi kafasını pencereden izlediği gecenin
manzarasından kaldırmadan sessizliği bozuverdi.