Bilakis dergisi mayıs sayısı | Page 32

Kreşenko 5. Bölüm Ferit ve Ezgi ellerini kaldırdılar. Ferit korkakça ve ağır ağır arkasını dönmek istedi fakat peçesini takmış adam sert bir tepkiyle bu dönüşü engelledi; “Olduğun yerde kal!”. Uzun boylu, kirli sakallı, iri yarı adam son derece ağır adımlarla yaklaştı. Silahını beline koyup Ferit’in üzerini aramaya başladı. Kaba bir üst araması yaptıktan sonra Ezgi’yi aramaya başladı. Fakat Ezgi’yi araması Ferit kadar kısa sürmedi. Koltuk altını ezerek kontrol ettikten sonra göğüslerini iyice sıktı. Göğüslerinin altına indirirken elini birden tekrar yukarı çıkarıp göğüslerini sıktı. Kalçasını ve bacaklarını üst aramaktan çok taciz edercesine elledi. Ayak bileklerini de iyice kontrol ettikten sonra ellerini iyice bastırarak yukarıya çıkardı. Eteğinden yukarıya doğru çıkarıp küloduna kadar uzattı ellerini. Sonra hızlıca çekip “temiz” dedi. Ezgi “Orospu çocuğu” diye mırıldandı. Adam bunu gayet net bir şekilde duymasına rağmen yaptığının farkında olmanın bilinciyle duymamazlıktan geldi. “Dönün arkanızı, ne işiniz var burada?” dedi. Ferit konuşmak için ağzını açarken Ezgi konuşmasına fırsat vermedi; -Sizin ne işiniz var? Ne için bunu yapıyorsunuz? -Daha güzel bir dünya için -Daha güzel bir dünya kadınları ellemekle mi kuruluyor? -Ben sadece üstünü aradım. Burada ne işiniz var! -Sizin aptal savaşınızın saatini hesaplayamayıp dışarıda kaldık sadece. Sen de soruma doğru düzgün cevap verir misin? Sizin burada ne işiniz var? Belinizde silah ve bu azgınlıkla mı aydınlatacaksınız buraları? -Evine git! Ezgi, uzun uzun konuşmak, bağırmak istiyordu. Az önce yaşadığı şüphesiz ki kendisine çok ağır geliyordu. Ferit ellerinden tutup tabiri uygun düşerse sürükledi Ezgi’yi. Adam, onlar gözden kaybolana kadar baktı. Otele ulaşana kadar hiç konuşmadılar. Ezgi kapıdan içeri girer girmez odasına gidecekti fakat Ferit kapıdan içeri girmelerine izin vermedi. “Biraz konuşalım” dedi. Ezgi, bir yanıt vermedi ama olduğu yerde bekledi. Ferit, otelin kapısındaki merdivenlere oturdu. “İyi misin?” diye sordu. “Pek değil.”. “Bu savaşı bitireceğiz demiştin, nasıl?”. “Yarın konuşalım”. Ezgi cümlesini bitirir bitirmez içeriye girdi. Ferit biraz etrafa bakıp gecenin sessizliğine banıp gözlerini girdi içeriye. Lobide bir tek Sami abi oturuyordu. “Gel” dedi. Sami abi, her zamanki gibi sigarasını içiyor ve derin derin düşünüyordu. Ferit’le yarım saat kadar hiç konuşmadılar. Sami abi kafasını pencereden izlediği gecenin manzarasından kaldırmadan sessizliği bozuverdi.