Ela gözlerinle öyle bakıyorsun.
Ya çocuğu bıraktın bana oynamaya dalmışım onunla diyorsun.
Gülüyorum, ve sımsıkı sarılıp sen iyi bi babasın diyorum.
Eline , aldığım sütleri alıyorsun.Demek ki sana almışım şu çilekli sütleri.
Çok mu seviyorsun acaba?
Sonra gülümsüyorsun , ya ekmek alırken bi kere de unutsan şu sütü sevdiğimi şaşırım
dercesine.
Ben de şükürle bakıyorum.Şükürle.
Sonra bi ses.
Bi kız çocuğu.
Anne mi diyor o?
Evet evet anne diyor, birden eteğime sarılıyor ve ben kucağıma alıyorum.
Evet o ben miyim?
O eteklerime sarılan benim kızım mı?
Saçları ipek gibi, ne kadar sudeye (yeğenim )benziyor , gerçekten benim kızım mı bu.
Aman Allah’ım.
Kızımın saçlarını topluyorum, terlemiş sırtına bi mendil koyarak , güzel tenini
koklayarak.
Evet bu ben miyim?
Sonra kucağına bırakıyorum bu güzelliği.Mutfağa geçip çorba yapıyorum.Meğersem
gitmeden yemekleri yapmışım, çok mu hamarat olmuşum ben?Annem senden olmaz
derdi halbuki.
Elin oğlu napmış bana?
Birden masaya 3 tabak koyuyorum.Kucağına mı alıyorsun sen güzel kızımızı?
Kızımızı mı dedim?
Bilmiyorum dedim galiba.
Evet evet kızımızı.
3 tabak, 2 çiçekli sandalye, kafeste bi kanarya, ocakta çaydanlık,bahçede çiçekler, ve
radyoda zeki müren.
Lütfen.
Sesinde bunlar var işte.
Evet hepsi var.
minyaturce.tumblr.com