Siz bütün bunlardan mutlu olup hayal ettiğiniz
görünüme kavuştuğunuzda, vücudunuz hala
tedirgin. Ar tık aldığınız bütün kalorilere sarıl-
maya başlıyor çünkü bir daha ne zaman
alacağından emin değil. Günler geçiyor ve
eskisi gibi besleniyorsunuz, kaybedilen kilolar
yavaş yavaş geriye dönüyor. Şimdi vücut tem-
kinli; aldığı enerjiyi korumak istiyor ve bu
yüzden yağ tutumunu arttırıyor. Yani diyetten
sonra kilo geri alındığında kas dokusundan
kaybettiğimiz ağırlıkta yağ yüzdesine ekleni-
yor. Ar tan yağ yüzdesiyle birlikte yoyo sendro-
munun zararlı etkileriyle karşılaşmaya başlı-
yoruz. Tip 2 diyabet, hiper tansiyon, kardiyo-
vasküler hastalıkların ve safra kesesi taşları-
nın oluşum riskini arttırıyoruz farkında olma-
dan.
Hayatınızın ipleri sizin elinizde. Peki siz onu
doğru
yönlendirebiliyor
musunuz?
Yoksa
bazen temkinli davranıp bazen de ipi fazla mı
uzun bırakıyorsunuz? Muhtemelen çoğunlukla
dengeyi de sağlayamıyorsunuz. İşte bu yüzden
geriye dönüp bir bakın, kaç kez diyete başla-
mış ve sonunda bırakıp kaybettiğinizden daha
çok kilo almışsınız. Geri aldığınız kiloların
hayal kırıklığıyla zor baş ettiğinize ve yine de
inancınızı toplayıp her şeyi başa sardığınıza
eminim. Ama maalesef girdiğiniz bu kilo
verme-alma döngüsüne bağlı olarak eskiden
bir anda verdiğiniz kiloları artık o kadar kolay
veremeyebilirsiniz. Devamını getiremediğiniz
beslenme programlarından sonra yaşadığı
dengesizlikle yorulan sadece siz değilsiniz.
Bütün bunların sonucunda “Artık dur!” sinyal-
leri gönderen bir metabolizmayla karşılaşma-
nız olağan; çünkü yağ dokusu metabolizması
tüm vücut
metabolizmasına etki edecek
güçte. Aslında başladığımız çoğu şeyi yarım
bırakamıyoruz. Bir kitabı beğenmesek de sırf
sonunu merak ettiğimiz için devam ediyoruz
okumaya ya da bir filmi yarıda bırakıp çıkma-
yı istemiyoruz ama konu bunlardan çok daha
önemli olduğunda, kendimize bakmak, vücu-
dumuzu korumak olduğunda aynı istikrarı
göstermiyoruz. Sizce de umutsuzluğa kapıla-
rak, hayal kırıklığıyla oyalanarak ve sağlıksız
beslenmenin zararlarını göz ardı ederek
yeterince vakit kaybetmediniz mi? Artık
çocuk değiliz ve bir aşağı bir yukarı çıkan
oyuncaklar bizi mutlu etmeyi bıraktı, tartıda-
ki ani değişimler de öyle. Ömür boyu sizinle
olacak ve iyi bakmakla yükümlü olduğunuz
en önemli şey bedeniniz. Verdiğiniz kararları
doğru yönlendirmenin ve ipleri gerçekten
elinize alıp dengeyi kurmanın zamanı geldi
de geçiyor. Eskiden yaşadığınız talihsizlikleri,
yanlış beslenme başarısızlıklarını ve yarıda
bıraktığınız bütün diyetleri unutun. İnternet-
te bulup uyguladığınız, arkadaşlarınızdan
duyup kullandığınız programların aksine
gerçekten size yardımcı olabilecek, bu
alanda eğitim almış bir diyetisyene size özel
bir beslenme programı hazırlaması için danı-
şın. Bunu eskisi gibi başlayıp bırakarak değil,
bir yaşam tarzı haline getirerek yapmaya
çalışın. Yaşayarak göreceksiniz ki kalıcı
olarak uyguladığınız beslenme programları
sadece sabit bir kiloya ulaşmanızı değil aynı
zamanda kaliteli bir hayata adım atmanızı
sağlayacak. Küçük mutlulukları herkes sever
evet ama kendinize biraz da kalıcı mutluluk-
lar yaratmayı deneyin.