BES-İN Dergisi Nisan 2018 | Page 8

YO-YO SENDROMU

BERRE İNCEKARA berre. incekara @ stu. bahcesehir. edu. tr
Yo-yo’ nun ne olduğunu bilmeyen yoktur. Hani ipe bağlanmış bir aşağı bir yukarı çıkan oyuncak. Çocukken muhtemelen hepiniz büyük bir heyecanla en az bir kez o ipi parmağınıza takmış ve oyuncağınızı önce atıp sonra çekmişsinizdir. Peki kendinizi bu ipin ucunda hayal ettiniz mi hiç? Bir aşağı iniyorsunuz, bir yukarı çıkıyorsunuz … Edemediğinize eminim ya da‘ Neden bir ipin ucunda durayım ki?’ diye düşünüyorsunuz; ama bu senaryo çok uzak değil sizlere. Büyük umutlarla bir pazartesi günü başlayıp, istediğiniz kiloyu verdiğinizde bıraktığınız ve ardından emeklerinizi çöpe atıp bütün kiloları geri aldığınız o diyetler, işte sizi tam da bu oyuncağa çeviriyor. Tartıdaki rakamlar aşağı yukarı oynuyor ve dolabınız beden çeşitliliğinden geçilmiyorsa sizi‘’ Yo-yo sendromuyla’’ tanıştırayım.
Aynaya bakıp kilolu hissettiğinizde, yoldan geçen incecik birini gördüğünüz için öyle olmaya heveslendiğinizde ya da yaz geldiğinde sahillerde mayoyla nasıl gezeceğinizi düşündüğünüzde kilo verme telaşına kaptırıyorsunuz kendinizi. Sonrası gözünüzde canlandığı üzere“ ekmeği kestim”,“ detoksa başladım bir şey yemiyorum”,“ aç geziyorum”,“ 5 günde 5 kilo diyetine başladım” cümlelerini takiben sağlıklı olmayan ama adına diyet dediğiniz beslenme düzenleriyle verilen kilolar … İnsan vücudu öyle bir mekanizmayla işliyor ki sizi sizden çok daha fazla düşünüyor böyle durumlarda. İçinde bulunduğu beslenme düzenine adapte olmaya çalışıyor. İştah düzenleyen hormonların üretim miktarını değiştiriyor ve yaşadığı açlık durumuna karşı alarm verip bütün enerji depolarını zorluyor. İşte, maalesef bu bilinçsiz beslenme programlarının kaçınılmaz sonucu olarak kas dokusunun da kapısı çalınıyor ve vücut yağ kaybettiği gibi kas da kaybetmeye başlıyor. Yine de bütün zorluklara katlanılıyor, açlığa alışılıyor ve“ BİNGO!”; istenilen hedefe ulaşıldı, şimdi eski beslenme düzenine geri dönülebilir, açlık sona erdi.