AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 419

‘ Nitelikli şeytanlaştırma’ sanki...

“ emek ki Türkiye, 2016 yılında’ lmanya�dan ve �Batı demokratlarının� yanılmaz gözüyle bakılınca, böyle görünüyor.’ kyol�un kitabındaki birçok vurgunun belge niteliği var:
�Bugün Türkiye derin biçimde bölünmüş bir ülke.” rdoğan�a sıkı sıkı bağlanıp yeni karışıklıklardan korktukları için onu yüceltenlerle, sokaklarda �” rdoğan istifa! � diye bağıranlar arasında bir bölünmüşlük bu. �( s. 17)
Çiğdem’ kyol, kendisine öğretilen hiçbir şeyin tersini düşünemeyecek kadar, çağdaş bir dinin şeytanlaştırma prosedürüne takılmış görünüyor. Bu alanda elbette yalnız değildir, tersine, resmen büyük çoğunluğun bir temsilcisidir. �Nitelikli şeytanlaştırma� diye tanımlayabileceğimiz bu tutum, çağdaş demokrasinin, daha doğrusu emperyal veya neoliberal demokrasinin bir cürüm rejimi de olabileceğini, bu rejimin tüm tanım ve yargılarının çoktan’ lman zenginlerinin malzemesine dönüştüğünü kabullenemiyor. Çiğdem’ kyol, Batı�nın evrensel, gelişkin ve üstün olanı temsil ettiğinden emindir. Yalın bir doğruyla( �simple truth�) yetiştirilmiştir tüm kuşağı gibi. Londra, Paris, Roman, Berlin,’ msterdam, Brüksel... Sözü geçen bu metropoller kutsal birer tapınaktır ve bu demokrasi tapınaklarında yetiştirilmiş her şey, sağ veya sol her ikir, insanlığın en ileri ve en gelişkin ürünleridir. Türkiye ve Türkçe, bu �metropolitan değerlerle� eğer uyum içinde değilse, ki değildir, o zaman geridir. Bu tapınakların altında milyonlarca �gelişmemiş insan ve ülkenin� emeği, daha doğrusu kan ve irin bulunduğunu akıllarından bile geçiremeyen bir kuşakla,” rdoğan�ın tersinden bir �yeni dinci kuşakla� yüz yüzeyiz.’ ntikomünizm jeneratörü olarak kültür endüstrisi, bütün aydınlanmacı, eşitlikçi, ilerici damarları dumura uğratmakta başarılı olmuştur. Bu kimliğin gerçek kimlikleri olduğunu elbette’ kyol ve yaşıtlarının kabullenmesi beklenemez. İyi.
İyi ve meseleleri tersinden göremeyen, kendisine sunulan çerçevenin dışına çıkamayan bir yazar karşısındayız.’ ydınlanmanın temel değerlerini, başkalarının kafasıyla değil kendi kafasıyla ve masadaki gerçeğin tamamen karşıtını tasavvur edip analize tabi tutamayacak kadar esir alınmış bir düşünme biçimi bu.’ ydınlanma düşüncesinin ilası için belki de Nazi’ lmanyası�nı değil bu neoliberal demokrasiyi beklemek gerekiyordu. Bu açıklıkla ifade edemeyecek kadar kurnazlaştırıldıklarını kabul edelim, ama kendi köklerinin tümüyle yanlış, geri ve kanlı, hatta katil, Batı�nın ve / veya Federal’ lmanya�nın ya da Fransa, İtalya, İngiltere vs. �nin ise gelişkin, çünkü tarihiyle hesaplaşabilmiş olduğuna inanmaktadır Çiğdem’ kyol.
“ olayısıyla” rdoğan�dan çok Türkiye�nin ilericilik, yenilikçilik, toplumculuk tarihinden ve mücadelesinden, hatta kazanımlarından tiksinmektedir. Bunlar, hadi adını verelim �cumhuriyet aydınlanması�, tümüyle despotik manzaralar ve malzemelerdir çünkü yazarımıza göre.
Bu eğilime kitap boyunca örnek ve gerekçe bulmak zor değil. Önemli olan, bu ruh halinin üzerine çekilmiş demokrasi örtüsünü kaldırıp altındakilere, somut duruma ve ona karşılık gelen zihniyete bir göz atabilmek. Sırf bunun için bile okunabilir bu kitap. Yararlı olacağı kesindir.
29