lektüel namusu vardı . O namus yüzünden de zaten çekmediği kalmadı . Çok çalı�ıyordu , ama en az para kazananlardan birisiydi . Sinemaya geçmedi , bir �eyler kaybedeceğini dü�ünüyordu . Dieter�in kabaresi 80�lerde bir ara Bavyera televizyonu tarafından programdan çıkarılmı�tı . O yine çalı�malarını sürdürdü . Sırf topluma bir �eyler söyleyebilmek , topluma yanlı�larını hatırlatmak için devam etti . Bu bizim entelektüellerimizde , Aziz Nesin�den sonra , pek olmadı . Aziz Bey namuslu bir insandı . Korkusuz bir insandı . Ama bir yanıyla da bir köylü kadar tutucuydu . Hep Türkiye�nin kendisine çok �ey verdiğini , bu borcunu geri ödemesi gerektiğini dü�ünüyordu . Kendisine yapılanları hep namusuzların yaptığını söyler , �Bu ülke sadece o namussuzların değil� derdi . Aziz Ağabey gibi insanlara ihtiyaç var bu devirde . Türkiye devleti , devletin kar�ısında , kendisini ele�tirecek bir entelektüelin yeti�ip boy atmasına izin vermedi . Atatürk de Nâzım Hikmet�e izin vermemi�ti . Sonrakiler de hiç vermedi . Aziz Nesin bu entelektüel namusu içeri gire gire ve zorla kazandı .
- “ ieter Hilderbrandt ’ tan bahsederken hep Aziz Nesin ’ i de dü�ünüyorsunuz ... �İNASİ DİKMEN - Evet öyle . Ayrıca Dieter bana para falan vermedi , ama maddi yardımda bulundu . �öyle bulundu : Beni tanıttı , televizyondaki ünlü programı �Scheibenwischer�e çıkarttı . Sonra Frankfurt�ta die Käs�i açınca geldi , oynadı . Hatta bir oyununda sahne spotlari falan patlamı�tı , buna rağmen programını aksatmadı ve sonuna kadar �Ne yapalım ! � diye oynadı . Entelektüel namus i�te . Bana ve kendine olan saygısı . Teknik aksaklıkta sadece die Käs�in sahibi rezil olmuyor , sahnedeki sanatçı da rezil oluyor . Gösterisini tamamladı .
- Siz Türk sanatçılarla çalı�madınız mı ?
�İNASİ DİKMEN - Çok çalı�madım . Çalı�mak istediklerim oldu , onlar da çok zorluk çıkardılar . Program yapamıyoruz , çünkü kesin tarih veremiyorlar . Aziz Nesin�den sonra o entelektüel namus gitti . Özetle : Aziz Nesin�i anlamak için Dieter Hildebrandt�la , Dieter Hildebrandt�ı anlamak için de Aziz Nesin�le ilgilenmek gerekiyor .
- “ ie Käs , nasıl bir ürün oldu sonuçta ?
�İNASİ DİKMEN - Aslında bizim ürünümüz olmaktan çıktı . Tıpkı çocuk gibi , zaman içinde ba�kala�ıyor . Çocuğun üzerinde herkesin etkisi var , öyle . Ama die Käs�in bu hale gelmesinde birçok isimsiz kahramanın da büyük payı vardır . Alman sanatçı arkada�ların süreklu gelmeleri , bize onur vermeleri , tutunmamızda etkili oldu . Ve onların verdiği bu onuru biz de onur olarak gençlere iletebildik . Bize gelen çocuğa da bir o onuru veriyoruz . O da palazlanınca o onuru bize geri veriyor . Bu böyle kar�ılıklı bir alı�veri� oldu . Bir de seyircinin katkısı büyük oldu . Mesela birçok ya�lı Alman geldi , bize paraları olmadığını ama kabaremizin programlarını gönüllü olarak dağıtabileceklerini söylediler . Kamil Yiğit arkada�ımız inanılmaz bir destekte bulundu emeğiyle . Kamil�in bir sahneye çıkıp benim yerime oynamadığı kaldı . Ayrıca Alman sendikacılığının yakından tanıdığı Yılmaz Karahasan�ın ileri ya�ına rağmen kabaremizde seyirciye bira satması ... Bunlar unutulacak �eyler değil . Büyük yardımlar aldık , programı ben yapıyordum , ama yardım aldıkça cesaretimiz arttı . Bir de e�im Ay�e . Eğer Ay�e olmasaydı , o tiyatroyu çok iyi açardım , ama bir hafta sonra da kapanırdı . Bu i� ekip i�i . Binlerce destek oldu .
- Siz Almanyalı Türkleri de tanıyorsunuz Türkiyeli Türkleri de ... Ne gibi mizahi farkları var ? �İNASİ DİKMEN - Türkiye�deki Türkler kaba mizaha , yani belden a�ağıya gülüyorlar . Türkiye�dekilerin seyirci olarak bilgi birkimi yok . Buna en entelektüeller de dahil . Türkiye�deki Türkler tek taralı . Genelleme olarak söylüyorum . Bunların içinde bir bölümü hakikaten dünyayı görmü� , dünyaya açık insanlar olabilir . Ama Türkiye�deki Türkleri baskıları çok , içlerindeki dü�manları çok . Buradaki
19