bir aptal diyebilirim. Hayatta ne yapacağını bilmeyen biriydim. Çıkmaz sokaktaydım. �
KANAK SPRAK( KANAK DİLİ)
Yazarlara hep sorarlar ya … �Yazı yazmaya nasıl ba�ladınız? � Feridun Zaimoğlu�nun bu soruya verdiği cevap anlamlı … �Aslında ben de hâlâ bunu dü�ünüyorum. Sanırım kendiliğinden ba�ladı. Çocukken ya�amın ince ayrıntıları
Feridun, o an �İ�te aradığım bu� diye dü�ünür. Hemen bir ödünç daktilo bulup bu duyguları kağıda döker ve edebiyat dünyasına giri�i �Kanak Sprak�( Kanak Dili) kitabıyla olur.
1995�de Hamburg�da Rotbuch Yayınevi tarafından yayınlanan kitapta toplumun dı�ına itilmi� ikinci nesilden 24 Türk genci anlatılıyor. Bir nevi belgesel niteliğindeki kitabı Türkçe-Almanca ve argo karı�ımı özgün bir dille yazmı� … 24 Türk gencinin kendi jargonlarıyla noktasız, virgülsüz beni büyülüyor, etrafımda her �eyi hissediyordum ama bir türlü tanımlamakta zorluk çekiyordum. Derler ya ruh bedene sığmadı, ta�tı. Bende de öyle oldu zannediyorum. Daktiloya bo� bir kağıt ilk cümleyi yazdım ve gerisi kendiliğinden geldi. �
Feridun Zaimoğlu aslında yazı dünyasına düz yazı değil, �iir yazarak girer. �iirler yazar, ama kısa bir süre yazdıklarının beğenilmediğini görünce yazmayı bırakır. İkinci ve üçüncü neslin isyanını hisseder. 1990 civarı, genellikle rapçi Türk gençleriyle takılır, bir gece bu gençlerden biri aniden büyük bir öfke tiradı atar. Rapçi Türk genci hiçbir yere gerçek anlamda ait olmamanın öfkesiyle bağırır. konu�malarını içeren kitap bir anda büyük sansasyon yaratır. Feridun Zaimoğlu kitabıyla o zamana kadar genelde hep mağdur rolündeki �misair i�çi Ali� kli�esinin dı�ına çıkar. Ele�tirmen Cristina Nord, kitabı �öyle yorumluyor. �Yazar göçmen edebiyatı kli�esini ortadan kaldırıyor, göçmenlerin ezildikleri sözde kültür �oku öykülerine son noktayı koyuyor. Zaimoğlu�nun kahramanlarının sorunu, iki kültür arasında ya�amak zorunluluğundan değil, Almanya�da kar�ı kar�ıya kaldıkları dı�lanmadan, toplumun dı�ına itilmi�likten kaynaklanıyor. � Feridun Zaimoğlu bu kitabıyla artık �Türklerin Malcom X�i olarak nitelenir.
9