AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 105

dedenler apaçık bir ikiyüzlülük yapmaktadırlar. Beyannamede öngörülen hakları kendi yurtta�larına uygulamak istemeyen devletler kendi iktidarlarını kaybetmekten korkan yönetimlerdir, yurtta�lar değil.
“ ANGAJE OLUN!”
- �Öfkelenin! �den sonra ikinci bir kitap yayınladınız, �” ngagez Vous / Angaje Olun! � Bu defaki çağrınızın, davetinizin amacı nedir? STÉPHANE HESSEL- İlkinin mantıki devamı sayılabilecek bu ikinci kitap daha fazla ayrıntıya giriyor. Özellikle de gençlerin uğra�ması, mücadele etmesi gereken sorunları ele alıyoruz. Örneğin ciddi bir göç sorunu vardır. Bu olguyu daha iyi anlamak ve anlatmak zorundayız.
Toplumlar niçin hareket halindeler, insan yığınları niçin dünyanın bir noktasından ba�ka bir noktasına göçüyorlar. Aslında bu daima var olmu� bir olgu. Roma İmparatorluğu�nda bile �Barbarların İstilası�ndan söz edilirdi. Tarih kanıtlıyor ki, istilacılar gerçekte pek o kadar da barbar değillerdi. Peki, uygarlık adına sömürgeler kurmayı nasıl açıklayacaklar? Amerika�yı nasıl i�gal ettiler? [ Gülüyor-UH ] Kısacası göç hareketlilikleri tarihin bir parçasıdır. Sürekli var olmu�tur. Yapılması gereken, konuyu akılcı ve insan haklarına saygılı bir biçimde ele almaktır. İ�te pekala angaje olunabilecek, dört elle sarılanabilecek, katılınabilecek bir dava.
Bir ba�ka eylem alanı adalet. İnsanoğlu için elzem olan kaynakların daha e�it dağılımına olan talep. Aynı zamanda belli bir biçimde azla yetinmenin, ölçülülüğün öğrenilmesi de gerekiyor. Günümüz toplumlarında fazlaca sarho� olduk, anormal tükettik. Onlara( insanlara) artık biraz ılımlı, sınırlı tüketmeyi öğretelim. [ Burada �Sobriété-Ebriété / Mutlak Perhiz- Sarho�luk� sözcükleri, ikilemiyle oynuyor- UH ] Enerji veya suyun kullanımındaki a�ırılığı sınırlayalım. İ�te bu ve benzeri somut eylem alanları bu ikinci kitapçıkta yer alıyor. Özellikle gençlere yönelik bu söyle�i kitabında sorumlu dünya yurtta�lığına yara�ır mücadele araçları öneriyorum. Böylelikle yürümeyen i�lerin üstüne gidebilirler, çevrelerini bilinçlendirebilirler, çözümlere katkıda bulunabilirler.
- Peki insanların, bireylerin uğra�ıları nasıl bir kolektif, toplu mücadele zeminine oturabilir? Siyasi partiler, STK ve benzerleri konusunda bir tercihiniz var mı? STÉPHANE HESSEL- �ahsen bu alanda daha ziyade çoğulculuktan yanayım. Demokrasilerde, tabii ki gerçekten demokratiklerse siyasi partileri kullanmak gerekir. Seçimlerde oy kullanmamak, kayıtsız kalmak ki�isel planda tam bir skandaldır. İçinden veya dı�ından siyasi hayata biliil katılmak zorunludur. Fakat isteyen dini bir örgütlenmeyle de angaje olabilir. Ku�kusuz hangi doğrultuda çalı- �acağı çok önemlidir. Niçin olmasın? Bugün din temelinde birçok grup, kurulu�, insani birtakım değerlere titizlikle sahip çıkmakta ve insan hakları ve demokrasi kavgası vermektedir.
Sendikalar aracılığıyla mücadele de çok etkili yollardan biri olabilir. Kooperatilere, elbette ki Amnesty International, FIDH gibi her türlü insan hakları veya dayanı�ma kurulu�una girilebilir. Artık çok sayıda modern ileti�im aracı sayesinde son derece yaygın ve etkili toplumsal ağlar, örgütlenmeler, Attac veya dünya çapında sosyal forumlar kurulmaktadır. Sanırım dünyayı, toplumu deği�tirmek için bir davaya sahip çıkmak duygusunu tatmin edecek bütün bu yollar geçerlidir. Sağlam, ciddi, herkese uygun mücadele araçları vardır.
- �Yüzyılla“ ans” tmek� ba�lıklı anı kitabınızda gençlerin 1968’ de ya�lıların gelmi� geçmi� egemenliğini kırdığını yazmı�tınız. Bu iyimserliğinizi bugün de sürdürüyor musunuz? STÉPHANE HESSEL- Dilerim ki, hiçbir zaman gençlere olan inancımdan dönmem. Bu inanmak sözcüğünü de�mek gerek. Bütün gençliğin enfes olduğuna ve
93