>>
PİST TESTİ
ve basın kitinde yazan değerler, elektrikli sistemin 0.3 lt/100 km yakıt ve 7
g/km emisyon değerine katkıda bulunduğu şeklinde.
İlk viraja girdiğimde koltuklarda yer
alan elektrikli destekler ne kadar işe
yaradığını gösteriyor. Üzerinize binen
G kuvvetine göre artan şekilde destek
veren bu sistemi ilk başta yadırgasanız da daha sonra bu kadar işe yarıyor
olması şaşırtıyor. Üstelik hem sürücü
hem de yolcu koltuğunda olması da bir
diğer artısı.
Sol aşağı doğru dönen birinci virajdan çıkarken erken gaz vererek dört
çeker sisteminin ne kadar etkili çalıştığını gözlemlemek istiyorum. CLS buna
gayet olumlu bir tepki vererek gücü dağıtıyor ve 800 Nm’lik muazzam torka
rağmen hiçbir lastik boşa dönmeden,
çekiş kaybı olmadan viraj dışına doğru
yönleniyorum. Bu esnada hızınız artarken ve ikinci viraj gibi bitmek bilmeyen
bir yayı geride bırakırken CLS hafif bir
önden kayma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Direksiyonun artan ağırlığıyla
birlikte otomobilin kontrolü biraz zorlaşıyor bu gibi durumlarda, bunun için
gazı sabit bırakmalı, ön lastiklerin tutuşunu artırmalısınız. Gaz sabit tuttuğunuzda CLS bir anda evcil bir otomobile
dönüşüyor ve gitmek istediğiniz yöne
doğru yönleniyor.
Otomobilin frenleri gerçekten çok
etkili çalışıyor. Kullandığımız modelde
seramik fren (402 mm!) sistemi bulunmasa da 360 mm’lik 6 pistonlu kaliperler de oldukça iyi bir iş çıkartıyor. Üstelik kolay kolay gecikme yaşatmıyorlar
ve pedal hissi gerçekten çok hassas. 2
tona yaklaşan ağırlığı nedeniyle arka
düzlüğün sonunda ulaştığı 245 km/s’lik
hızına baktığınızda frenlere gerçekten
çok iş düşüyor ve CLS bu konuda sürücüsüne çok güven veriyor.
Her ne kadar CLS kullanırken çevik
bir otomobil gibi hissettirse de ondan
inip A45 gibi çok daha hafif bir otomobile bindiğinizde gerçek çevikliğin ne
demek olduğunu anlıyorsunuz. İki otomobil arasındaki fark balıkçı teknesiyle
transatlantik gibi. A45’ten sonra CLS
büyük bir zırhlı gibi, yön değiştirmek
istemeyen, bolca önden kayan bir makine gibi görünmeye başlıyor. Ancak bu
46 autovision | 02/2014