Hoşçakal
Kevser Koçoğlu
Her gül bir gün boynunu büker.
Ve ben de
denizi, maviyi, bulutlarla sarılmış gökyüzünü..
Serçeleri, martı seslerini, sevdiğim her şeyi ardımda bırakarak
gidiyorum.
Bilmem gereken ne varsa harf harf bildim.
Yanı başımdan geçip giden hayatın rüzgarında savruldum.
Tökezledim, sarsıldım, ki sonunda duruldum.
Şimdi bana söylediğin tüm cümleleri yutup bir yalanın kalbinden
sağ çıktım.
Dinlenmiş bir yanardağ…
Sakinlemiş rüzgar…
Hızla yağmış sonra dinmiş bir yağmur gibi içim…
Artık bir tarafım hep kırık.
Söylemekten sakındığım her şeyi göğsümde muska gibi
taşıyorum…
Bütün sırrımı bir nefeste sana anlatmaktan kaçıyorum…
Cümlelerime özenle kâfiye uydurup, sonra harfleri yerle bir
ettiğimi görmekle yetiniyorum…
Dağıttığım hiçbir şeyi toparlayamıyorum.