5 . Ankara bozkırında TEB sayesinde / birlikte yaşadığın , aklından çıkmayan bir anın var mı ?
Ben marshmallow ’ un ateşte pişirilebildiğini ilk defa burada deneyimledim . Evet , yabancı filmlerde bir grup üniversitelinin ateşin çevresinde toplanıp marshmallow yediğini görürdüm ama bu sadece orada yapılır diye düşünürdüm . Nedense bunu Ankara bozkırı ile bağdaştıramamıştım . O ateş çevresindeki konuşmalarımız , beraber vakit geçirmemiz benim için çok değerliydi . TEB Ankara ile yaşadığım anı sorulunca aklıma arkadaşlarımla bir arada olduğum anlar geliyor , onun dışında da yapılan her etkinlik çok güzel oluyor .
6 . Dopdolu günlerine , nöbetlerine rağmen Help Steps ile sükse yaptın . Bu konuda ne söylemek istersin ?
TEB Ankara bu etkinliği başlatmadan bir yıl önce TED ’ in paylaşımlarından Help Steps ’ i görmüştüm ve çok şaşırmıştım . Yürüyerek nasıl adım bağışlayacağımızı düşünmüştüm . Ondan sonra uygulamayı indirip kullanmaya başlamıştım . Çünkü benim nazarımda bir işin içinde TED bulunuyorsa güven oluşuyor . O tanıdıklık duygusu çok etkili oluyor , yolda TED amblemli servis görünce bile el sallamak istiyorum . Bu yüzden “ Eğer TED bu platformda varsa yardım gereken yere ulaşıyordur .” diye düşündüm ve kullanmaya başladım . Kullan-maya ilk başladığımda herkese yüklettim . Anneme , babama , yakın çevreme anlatmaya başladım . TEB Ankara ’ nın bunu genele yayması çok güzel oldu . Yönetim kuruluna bu işe adım attığı , yürütme görevini üstlendiği için teşekkür ediyorum . Yarışma olması da beni motive etti çünkü önünde bir amaç olunca o yolda ilerlemek daha kolay oluyor . 750.000 adım attığımda TUS dershanesinde insanlara TED ’ i ve Help Steps ’ i anlatıyordum . Zaten yeni gelenlerden davet kodu ve profil tamamlama ile 80.000 adım kazanılıyor . TED için hep birlikte hareket ettik . Bana adımlarını gönderen arkadaşlarım her hafta merakla birinci olup olmadığımızı soruyordu . Bu çabamız sayesinde hem adımlarımız iyiliğe dönüştü hem de insanlar TED hakkında bilgi sahibi oldu .
7 . Üniversite oraya gidene kadar ütopyadır adeta , senin gittiğin üniversite ve bölüm hayallerindeki gibi miydi ? Beklediğinden farklı gelişen bir şeyler oldu mu ?
Ben sınav dönemimde Ankara , Hacettepe ve İngilizce tıbbı istemiyordum . Ankara ’ yı deniz olmadığı için , Hacettepe ’ yi sıralaması yüksek olduğu ve gelen insanların sosyallikten uzak olduğunu düşündüğüm için , İngilizce tıbbı da zorlanmaktan korktuğum için … Bu üçlüyü bir arada düşünemiyordum . Sonrasında içerisine girdiğimde ortamın hem eğitim hem de insanlar anlamında ne kadar kaliteli olduğunu gördüm . Tıbbı İngilizce okumanın çok faydasını gördüm ve görmeye devam edeceğim . Çünkü tıp bilimi dünyaca gelişen bir alan , biz Türkiye ’ nin değil , insanlığın anatomisini öğreniyoruz . Tüm bunları yaparken dünyadaki kaynaklardan yararlanmak gerekiyor ve bu noktada İngilizce bilindiğinde ulaşabileceğimiz kaynak sayısı artıyor . İlk dönem anlama aşamasında biraz zorlanılabiliyor ama özellikle Hacettepe ’ de ilk yıl alışma yılı diyebilirim , bu yüzden rahatça uyum sağlanıyor . Aynı zamanda Hacettepe ’ de bütün alanların bir arada bulunması ve yetkin hocaların varlığı beni çok mutlu etti . 6 . sınıf olduğum için çoğu yeri gezdim gördüm ve Ankara ’ da tıp okuyacaklara Hacettepe ’ yi gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim .
Aidiyet 17