Aidiyet 3. Sayı | Page 15

İlk aranın verildiği o narin an zevahiri toplamak için en uygun andır . Bizde de olduğu gibi . Bu anın verdiği çok mühim bir diğer şans da şudur ; zaten gıcık ve çokbilmiş bir kadın arkadaşımızın seçtiği filme giydirmek için en doğru andır . Onun niş işleri başımıza sarmasından yararlanarak ne kadar yanlış bir tercih olduğundan şikayetlenebiliriz çünkü . Fakat gaflet bizleri yanıltır . Bu film bizi bir kere daha ters köşeye yatıracağını sanmamızı sağladıktan hemen sonra iki katmanlı olarak ilerlediğinin ve her katmanda bizi defalarca kez daha ters köşeye yatıracağının sinyalini verir .” Keyser Söze ne deli fişek biriymiş …” deriz ve bütün hikaye ona bir hayranlık hatta bir yerde özenme getirmeye başlar . Artık zayıf , ucube kılıklı anlatıcı karakterimizin , sinir bozucu şekilde de olsa , adeta ilahi biri olan Söze hakkında bize nasıl da etkileyici hikayeler anlattığınız izleriz . Polisler gibi ve en az onlar kadar biz de bu adamın suçluluğuna ve saf kötü biri olduğuna artık inanmaya , karizmatik zekasının ve muazzam zenginliğinin adına yaraşır sezarlıkla sahnede alevlenip sönüşüne şahit oluruz . Dinlediğimiz hikaye hiç açık vermeden ve neredeyse hiç kesintiye uğramadan , fiziksel detayıyla uyumlu olarak akmaktadır . İşte hikayedeki en güçlü eleman , akış , karşınızda ! Akışın karşı konulmaz gücü ve mükemmel cazibesi bizi düşünmekten bile alıkoyar .
Ellerimiz bitmek üzere olan cips tabaklarına ve çoktan bitmiş içeceklerimize gider . Aramızdan bazıları epey yavaş olduklarından , ya da belki benim kadar tatlı meşrubatlara düşkün olmadıklarından , hala bitmemiş içeceklerinden birer yudum alırlar . Karizmayı çizdirme korkusuyla oturma pozisyonunu bile usulca düzelten güzel insanlar , biraz olsun tutan tahminlerinin verdiği gururla gerinerek “ Artık bitti zaten .” moduna geçtiklerinde o şahane şey olur . Bu güzel eserin “ climax ” dediğimiz , diğer bir tabirle eserin şahikası , doruğu veya mısra-i bercestesi . Filmi izlediğimiz katmanda değil , hikayenin anlatıldığı dış katmanda gerçekleşen ters köşe . “ Ne yani her şey yalan mıydı ?” sözleri , onları hiç duymasak da sanki aklımızda yankılanır .
Aidiyet 13