Aidiyet 3. Sayı | Page 14

BENİ İKNA ET

Ben bir sofist değilim ama ikna edemeyeceğim insan sayısı azdır . Hele bir de bunu yapmayı gerçekten istiyorsam . Bana katılmayabilir ya da tanımadığınız için bol keseden attığımı düşünebilirsiniz . Öyle düşünmekte özgürsünüz , ama şunu kabul edelim Olağan Şüpheliler ’ i izleyen herkes bu filmdeki Keyser Söze ’ nin ikna kabiliyetine az çok hayran kalmıştır . Bir kişinin , hem de sadece oturduğu yerden , tecrübeli olduğu için güvenebileceğimiz (!) polisleri uzun , yorucu , dolu dolu bir hikayeyle nasıl ikna ettiğini saatlerce izleriz . Babalarımızın okula gitme hikayeleri gibi bizi bizden alan birtakım kişiler ve olaylarla başlayan hikaye hiç durmaz , hiç düşmeyen bir tempoyla bizi sürükler ve girdabında kafamızı karıştırır .
Filmi beraberce izlediğimizde , özellikle ilk yarıdaki cips gürültüsü ve ara sıra yükselen soğuk şakalar nedeniyle takip edemediğini söyleyenler oldu . Filmi ilk kez izleyen herkeste gördüğüm şekilde ‘’ Ne de olsa anlarız .’’, ‘’ Bu sadece bir film .’’ zihniyeti , daha yirminci dakikada karakterlerin adlarını bile karıştırdıklarını fark ettikleri anda gelen , o oyunu kaybeden kişilere özgü pozisyon değişikliği ile kayboldu . Böyle anları bilirsiniz ; odaya bir sessizlik yayılmaya başlar , o sessizliğin içinde özellikle başta en çok alaya alan kişilerde garip bir “ Ben anladım ki !” havası doğmaya başlar . Bu doğumu resmen kulaklarınızda , tüylerinizin yavaşça diken diken olmaya başladığı anda hissedersiniz . Hissetmek ne kelime , duyarsınız bu sessizliği . Film ilk ters köşesini böylece yapmış olur . En alaycı olanlar “ Bak şimdi , var ya bu adam aslında …” diye söze başlayarak baştaki alaycılıklarının ve karizmalarının güme gitmesi ile neticeleneği ihtimalinin tedirginliğiyle yeni bir zihniyet yaratırlar film evreninde . Nitekim zaman sinematik evrende daha hızlı geçtiğinden zihniyette değişiklikler de bir o kadar hızlı olur . Savlarını onaylaması için kısaca ve kendilerince her detayı açıklayacak o cümleleri en yakın buldukları ya da en çok onaylayacağını düşündükleri kişilere doğru savururlar . Burada en önemli nokta , savlarının filmin sonunda doğrulanacak bir kehanet olmasıdır . Aksi halde sarsılmasından korkulan karizma yerle bir oluverir . Her film bu noktada bir ters köşe daha yapar . Olağan Şüpheliler de yapıyor fakat bir kez değil . İşte tuzla buz olan karizmalar bu noktada hızlı düşünmenin ve kalıp yargıları takip etmenin gafletine düşerler .