8 8 | Page 12

120 BpM bir sinema tasikardisi . Yoğun otobiyografik niteliklere sahip bir kurmaca film söz konusu olduğunda eleştiri yaparken göz önünde bulundurulması gereken iç içe geçmiş birçok katman kar- şımıza çıkar. Ancak bu katmanlar, yani yönetmenin sinematik evre- ni, bizzat deneyimlediği bir ger- çeklik üzerine kuruludur. Bu kişisel deneyimlerin biricikliği, anlatıya yönelik eleştirel bir bakışı çoğu zaman engeller ve filmin her ima- jını içten içe haklı çıkarır. Travmalar ve büyük acılar sinemanın önü- ne geçer, imajların sorgulanması sessizce engellenir. Bu bireysel deneyimler kolektif bilincin yankı- landığı bir projeksiyonla inşa edi- lirse; yönetmenin, seyircinin ve hatta eleştirmenin dahil olduğu zengin bir anlam alanı ortaya çıkar. Bu yıl Cannes Film Festivali’nden Grand Prix’yle dönen Robin Cam- pillo’nun üçüncü uzun metrajı, 120 battements par minute, ko- lektif ve bireysel olan arasın- da kurulan bu çok boyutlu iliş- kilerden beslenen yapısıyla, kendisini benzerlerinden çok fark- lı bir noktada konumlandırıyor. Film, yönetmenin, seksenli yıl- larda ortaya çıkan AIDS salgınıy- la mücadele için kurulan Act-Up Paris içindeki deneyimlerinden yola çıksa da, en nihayetinde, bu dönemi yaşayan, seslerini du- yurmaya çalışan ancak nefret dolu bakışlarla dışlanan, göz ardı edilen koca bir neslin ürünü.