Belgesel filmlerin çoğunda sanat departmanını göremezsiniz, bu da demek oluyor ki dekor ya da kostüm seçimi film planlamasında formel olarak yapılmamıştır ya da kimseye bu hususta kredi verilmemiştir. Ancak şundan emin olabiliriz ki, filmin çekim sürecinde bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde mekan ve kıyafetlerin her biri düşünülmüş, seçilmiştir; bu ve benzeri prodüksiyon kararları belgeselin, izlenebilirlik ve estetik yerleştirme-uygulama adına bilimsel boyutundan kolayca vazgeçtiği durumlardır.
Belgesel ya da kurmaca haliyle film, çoğu zaman, satılabilen bir üründür. Her film limitli bir bütçeyle finanse edilmek zorundadır.
Bu bütçe milyonlar da olabilir, bir el kamerasının marketten alınan beş liralık pili de. Her film kolektif bir eylem içermek zorundadır. Birey tek başına bir film çekse dahi, o filmin sosyal bağlamda var olabilmesi için bir izleyiciye ihtiyaç vardır. Her film kaçınılmaz değişkenlere bağlıdır, her bir değişkendeki ufak bir sapma doğası gereği bambaşka bir mesajın iletilmesine sebep olur. Nihayetinde belgesel, bilimsel değildir( bunu zaten hepimiz en başından biliyorduk!) ama kaçınılmaz bir şekilde estetiktir. Her şekliyle bir anlam arayışıdır. Hayatın türlü gerçeklerinin bir yapıya sığdırılıp yansıtıldığı bir anlatıdır, bilimsel ve estetik arasındaki köprüdür. Belgesel candır!
Berkay Şatır