KÜLTÜR ÜZERİNE
Kültür, geçmişin kapısını açan bir anahtar ve maneviyatı yüksek
bir değer mi ya da bugün unutmaya çalıştığımız ve “modernizm”
felsefesi ışığında kabul etmediğimiz absürtlük mü? Hangisi kültürü
anlatmak için daha uygun? Günümüz için düşünecek olursak,
kültürü aşmamız gereken bir engel ve geri kafalılığın beşiği olarak
nitelendirebiliriz. Ayrıca kültürün engel olarak görülmesinin sebebi
ise toplumdan çıkabilecek yeni ve “çağdaş” fikirleri çürütüyor
olmasıdır. Sizce bu süreç ne kadar sürecek? Halkımız daha ne
kadar bu düşünce yapısıyla yaşamaya devam edecek?
BİR ASIR ÖNCESİ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
ZÜMRESİ
BİR ASIR ÖNCESİ
Yıl 1915…
Üstünden tam bir asır geçmiş.
Çanakkale’nin üzerinde kara bulutlar,
Alevler içinde yanan topraklar,
Ve daha da saldırganlaşan düşmanlar…
İçinde bulunduğumuz yüzyıla ayak uydurmaya çalışırken bir kenara
attığımız kültürün, üzerinde fazlasıyla kafa yorduğumuz geleceğimizin
ayrılmaz bir parçası haline geldiğinin bilincinde miyiz?
Geçmişimiz ve geleceğimiz arasındaki paralel çizgide varlığını sürdüren
bu manevi hazinenin hak ettiği konumda olmadığını düşünen
bir birey olarak geri kafalı ünvanını üstlenebilirim herhalde.
Örneğin, bugün yeni çıkan yabancı bir şarkının dillerde dolaşması,
halk ozanlarının unutulmasından daha önemlidir bence! Zaman
geçtikçe kendi kültüründen soğuyan bir nesil olarak ileride yapacağımız
hataların temel nedeni geride bıraktıklarımız olabilir çünkü
geçmişimizdeki maneviyattan yararlanarak düşünce yapımızı
geliştirir ve yaşam tarzımızı ona göre uyarlararız.
Günümüzde baskın olan “modernizm” etkisi ayaklarımızda kurtulamayacağımız
bir pranga haline gelmiştir. Her birimizin tabiatında
doğuştan var olan kültür birikimi ve bizi biz yapan ögeler
içimizde saklı kalmaya devam etmektedir. Ünlü bir düşünürün de
deyimiyle “Kültür, her şeyi unuttuktan sonra aklında kalandır.” Bu
duruma rağmen benliğini unutmayarak yaşamını sürdüren bireyler
olarak geri kafalılığmızı rahatlıkla yaşamak en doğal hakkımızdır
diye düşünüyorum.
Yusuf Can KABAY
9-A
Öğrencinin yazısı Erzurum Belediyesi’nin düzenlediği
“Erzurum Yazarlarını Arıyor” adlı yarışmaya gönderildi.
Türk’ün mücadelesi ve kurtuluş inancı,
Gökyüzünü gece aydınlatan bombaların en parlağı.
“Barbar” Türklerin mertliği,
Yıktı İtilaf Kuvvetleri’nin vaatlerini.
Barbar değildi onlar,
Anladı bunu geç olsa da düşmanlar.
Onları mertleştiren,
Kalplerindeki vatan sevgisini alevlendiren,
Hala içlerindeki kurtuluş alevidir sönmeyen.
“ ÇANAKKALE GEÇİLMEZ! ” naraları,
Delip geçti semaları.
“ YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM! “ parolaları,
Türk askerinin en kutsal sedaları.
Çanakkale Boğazı,
Dillere destan kahramanları,
Tarihi değiştiren destanı,
Yıldırdı tüm düşmanları.
Fatmanur ADIRBELLİ
11-B
THE CLAPPER 2014 - 2015 13