ERZURUM TABYALARA YÜRÜYOR
Erzurum’daki Aziziye Tabyası, 1877-1878 Osmanlı -
Rus Savaşı’nda çarpışmalara sahne olan tabyadır. Top
Dağı’nın eteklerinde olan tabyalar C şeklinde bir plan
üzerinde ve güneyden kuzeye üç tane olarak yerleştirilmiştir.
Kars yolunun geçtiği Hamam Deresi’nden
gelecek olan saldırıları önlemek amacıyla yapılmıştır.
Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak önderliğinde
09.11.2014 tarihinde Erzurum Tabyalara Yürüyor isimli
etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğin amacı, milli bilinci
uyandırmaktır. 1877-1878 yıllarında yaşanılan atmosferi
hissettirmektir. Yürüyüşün çok erken saatlerde
başlamasının amacı da, savaşın sabah erken vakitlerde
duyurulması ve Erzurum halkının tatlı uykularını bölüp
tabyalara koşarak gittiğini anımsatmaktır.
1877 yılında 4 Kasım’da takviye birlikleriyle güçlenen
Rus ordusuyla yapılan Deveboynu Muharebesi’ni kaybeden
Türkler Aziziye Tabyalarına kadar geri çekildi.
Bunun üzerine Ahmet Muhtar Paşa “Erzurum, sokak
sokak, ev ev müdafaa edilecektir. Kadın olsun erkek
olsun, yaşlı olsun genç olsun her Türk ve Müslüman,
müsellah ( silahlı) asker gibi bu namus müdafaasına elbette
katılacaktır. Bu hamiyetiniz, devletin şanına layık
olacaktır.” Haberini göndermiştir. Fakat bazı oyunlarla
Ruslar, Aziziye Tabyalarına girmeyi başarmıştır. Tabya
komutanı çatışmaya devam etmek istese de arkadan
gelen Rus ordusu buna izin vermemiştir. Ahmet Muhtar
Paşa, ihtiyat kumandanı Kaptan Mehmet Paşa’ya
iki tabur vererek düşmanı atmasını emretmiştir. Bu
arada durum halka bildirilir ve sabah ezanından sonra
‘Rus askeri Aziziye Tabyasını ele geçirdi.’ duyurusu
yapıldı. Erzurum halkı Nene Hatun önderliğine toplanarak
eline geçirdikleri kazma, kürek, av tüfeği vb. ve
THE CLAPPER 2014 - 2015 12
Osmanlı Ordusu ile Aziziye Tabyalarına doğru saldırıya
geçti. Halkın kendi üzerlerine gelmesi, Ruslar için
büyük bir sürpriz oldu. Karşılık vermeye çalışsalar da
Türk halkı ve Osmanlı ordusu sayıca üstün olduğundan
Aziziye Tabyası Ruslardan geri alındı.
Bu bilgiler eşliğinde Aziziye Tabyalarına yürüyen yüzlerce
gençten biri de bendim. Alacakaranlıkta büyük
bir coşkuyla yürüyen binlerce kişinin yarattığı maneviyat
arasında, sanki o savaş anı yeniden yaşanıyormuş
gibi bir hüzün de vardı. Etrafıma baktığımda gördüğüm
yaşlı amcaların, orta yaşlıların, kadınların, çocukların
yarattığı maneviyat; belki de bir ordunun yarattığı
maneviyattan daha güçlüydü. Tabyalara giden dik
yolu çıktıktan sonra gördüğüm manzara aklımdan hiç
çıkmayacak diyebilirim. Ortada on beş yirmi yaşındaki
abilerin tuttuğu kocaman bayrak, kenarlarda dinlenmek
isteyen kadınlar, yaşlı teyzeler, tabyaların içini gezen
insanlar… Biraz o manzaraya baktıktan sonra Nene
Hatun’un mezarına gidip dualar okudum. Gitmek çok
zor olmuştu çünkü o gün tabyalarda her yerde mahşeri
kalabalık vardı. Gezmeye fırsat bırakan bir aralıktan
sonra bir adam dua etmeye başladı. İnsanların içten
‘Âmin!’ diye bağırması bana sanki yıllar önce, o savaşın
içinde ben varmışım gibi hissettirdi. Duadan sonra hep
birlikte geldiğimiz gibi hep birlikte geri döndük. İçimde
sebebini bilmediğim bir huzur vardı. Sanki bir savaş
kazanmış komutan edasıyla evime gittim.
Erzurum Tabyalara Yürüyor etkinliği amacına ulaştı. İnsanların
içinde uyuyan milli maneviyat duygusunu gün
yüzüne çıkardı. 9 Kasım 2014, yaklaşık 140 yıl önce yaşanan
topyekûn savaşın silahsız tekrarıydı.
Melike Nur GÜRSOY
Prep-D
Erzurum Belediyesi’nin düzenlediği “Erzurum Tabyalara
Yürüyor” adlı kompozisyon yarışmasına gönderildi.