ÖÇED AĞUSTOS 2017 E-DERGİ Öçed AĞUSTOS E-Dergi | Page 6

Facebook hesabınızda çok güzel paylaşımlarda bulunuyorsunuz otizmle ilgili . Sosyal medyanın farkındalık yaratmaya katkısı hakkında fikirleriniz neler ? Çınar ’ a 1997 yılında teşhis koyuldu . O yıllarda internet daha yeni yeni Türkiye ’ ye giriyordu . Eşimle , oğlumuzun otizmli olduğunu öğrendiğimizde kendimizi derin bir kuyuya atılmış gibi hissettik … O kuyudan çıkmak için de hiçbir yardım yoktu çevremizde . Ne internet , ne bilgi , ne kitap , ne eğitim kurumu , ne “ yaşam koçu ”, ne de danışacağımız bilgili insanlar . O kuyudan kendi çabamızla çıkmak zorundaydık . Bu çaresizlik içerisinde birkaç arkadaş bir araya gelip İzmir ’ de ODER-Otizm Derneği ’ ni kurduk . Bu dernek , otizm alanında ülkemizde faaliyet gösteren ilk sivil toplum kuruluşlarından birisidir . Bilgi eksikliğini gidermek için ilk yaptığımız şey ise , bir web sitesi hazırlamak olmuştu . Bugün hala yayında olan , derneğimizin web sitesi otizm . org ’ u bizzat ben hazırlamıştım . Site içindeki bilgileri de yabancı kaynaklardan , diğer ailelerden bir araya getirdiğimiz bilgilerle oluşturduk . O günün şartlarında ailelerin bilgi ve iletişim ihtiyacını bir hayli karşılayan bir site olmuştu . O sitede verdiğimiz bilgilerle aileleri yanlış uygulamalardan ve kötü niyetli kişilerin tuzaklarından elimizden geldiğince korumaya çalışıyorduk . Bugüne geldiğimizde , artık yeni teşhis alan aileler bizden çok daha şanslı … Her türlü bilgi parmaklarının ucunda . Ancak bir yandan da , internette ve sosyal medyada büyük bir bilgi kirliliği var . Yeni teşhis alan ailelerin sosyal medyada okudukları her şeye hemen inanmamaları , hemen uygulamaya kalkmamaları ve her zaman şüpheci olmaları şart . Bilinmeyenleri çok olan otizm konusunda , bu bilinmezliği fırsata çevirmeye çalışanlar hala var , hatta bugün daha da fazlalar . Dolayısıyla önümüze gelen bilgiler arasından , seçici davranarak gerçekten bize ve çocuğumuza faydalı olanları almamız lazım . Bunu yapabilmenin ön koşulu da öncelikle otizm ile ilgili temel , olmazsa olmaz bilgilere sahip olmak … Mesela , otizmin kaliteli ve yeterli bir eğitim dışında günümüzde bilinen kesin bir tedavisinin olmadığı gibi . Her ailenin otizm konusunda çalışan ciddi bir sivil toplum kuruluşuna üye olmasında büyük fayda görüyorum . Böylece önünüze gelen bilgileri sorgulamak ve seçici davranmak için danışabileceğiniz bir yeriniz olacaktır .
Kişisel dönüşüm , kişisel gelişim son yıllarda çok popüler . Anne-baba olmak ise belki de en büyük kişisel gelişim ! Baba olmak hayatınızda ve sizde neleri değiştirdi ? Bir aile otizm ile yüzleştikten sonra , aslında yaşam ile ilgili çok az şey

SÖYLEŞİ

OTİZM BİR “ YÜK ” DEĞİL
Halkla İlişkiler ve iletişim alanında yaklaşık 30 yıl çeşitli pozisyonlarda çalışan Aycan Gönenç , Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunu . Aynı okuldan mezun olan eşi Sermin Gönenç ise otizm teşhisi sonrası çalışma hayatını sonlandırıp , oğulları ile ilgilenmeye başlamış .
Üç yaşındayken otizm tanısı konulan Çınar , bugün 23 yaşında . “ Bir baba , oğluna bir hediye aldığında karşılığında oğlunun kendisine sarılıp ‘ Babacım !’ demesini ve öpmesini bekler … Otizm ile yaşamaya başlayınca bu karşılığı beklemeden sevmeyi öğrenmek zorundasınız . Bundan daha büyük bir kişisel gelişim olabilir mi ?” diyen Aycan Gönenç ile otizmle ilgili çalışmalarını ve baba olmayı konuştuk . bildiğini keşfediyor . İsterseniz profesyonel hayatta kişisel gelişim uzmanı olun , bu böyle ! Çünkü otizm yaşamın çok farklı bir boyutu . Başka bir şekilde açıklamam gerekirse , aslında otizm “ insan icadı ” her türlü suni kaygıdan , beklentiden , korkudan , isteklerden , ihtiyaçlardan arınmış , yaşamın gerçek hali . Ve açık söyleyeyim bununla bir anda yüzleşmek çok kolay değil … Karşınızda bir oyuncak araba ile , bir tabletle kolayca sevindiremeyeceğiniz , sizden sahici beklentileri olan ve sürekli karşılıksız sevgi ve ilgi bekleyen bir çocuk var … Kişisel gelişim konusunu şöyle özetleyebilirim : İnsanoğlu yaptığı her işi bir karşılık bekleyerek yapar . Mesela bir baba , oğluna bir hediye aldığında karşılığında oğlunun kendisine sarılıp “ Babacım !” demesini ve öpmesini bekler … Otizm ile yaşamaya başlayınca bu karşılığı beklemeden sevmeyi öğrenmek zorundasınız . Bundan daha büyük bir kişisel gelişim olabilir mi ? Yeryüzündeki bütün dinlerin , bütün öğretilerin , insanla ilgili tüm disiplinlerin “ en üst seviye ” kabul ettiği bir seviyeye eriveriyorsunuz mecburiyetten …
Baba olduktan sonra kendinizle ilgili neler keşfettiniz ? Her babanın oğlu doğmadan önce onunla ilgili bir dolu hayali vardır . Ben balık tutmayı çok severim . Çınar doğmadan evvel her fırsatta eşimle tekne kiralar
06 | AĞUSTOS 2017 | ÖÇED