SÖYLEŞİ
Çocuk Ergen ve Genç Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Neslim Güvendeğer DOKSAT ile otizmi, Asperger bozukluğu, otizmde erken teşhis kriterlerini ve otizmli çocuklarda yaşanan ergenlik dönemi sorunlarını konuştuk …
OTİZMİ NE KADAR TANIYORSUNUZ?
Önce sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kendimi bildim bileli hep psikiyatr olmak istemiştim. Şanslıyım çünkü bu yolda istediğini elde edebilenler arasındayım. Tıp fakültesine psikiyatr olmak için girdim. Tıp 5. sınıf itibarıyla çocuk ve ergen psikiyatristi olmak istedim. Bu bölümü tercih etmemin nedeni çocuklardaki sorunları düzeltebilmek için yolun ailelerden geçtiğini fark etmem ve ailelerle çalışmak istediğimi düşünmemdi. Çocuk ve ergen psikiyatristi sadece çocuklarla ve ergenlerle değil artı ailelerle, okullarla ve öğretmenlerle de çalışıyor. Daha çözüm getiren bir yolmuş gibi geldi bu nedenle oraya yöneldim. İlk uzman olduğum sene 1998 yılında İzmir Menemen Sabahat Akşiray Otistik Çocuklar Merkezi’ nde sorumlu hekim oldum ve 4 sene kadar görev yaptım. Kurum idari açıdan OÇEM’ e devredildikten sonra Behçek Uz’ a geçtim. 2005’ te İstanbul’ a geldim ve özel muayenehanecilik yapmaya başladım. 2013 yılından beri de hem özel muayenehanecilik yapıyorum hem de Beykent Üniversitesi’ nde Psikoloji Bölümü’ nde yardımcı doçent kadrosunda öğretim üyesiyim. Yüksek lisans ve lisans dersleri veriyorum.
Çocuklarda yaygın görülen gelişimsel bozukluklar neler? En sık görülen yaygın gelişimsel bozukluk otizmdir. Otizm gerçekten sık bir oranda görülüyor. Aslında yaygın gelişimsel bozukluğun 4 alt grubu var ama artık son kriterle Amerikan Psikiyatri Derneği klasifikasyonu“ Otizm Spektrum Bozukluğu” olarak aldı. Ve gerçekten de bu bir yelpaze … Ama prototipi tabii ki bildiğimiz klasik otizm. Çok sık görüyoruz, en önemlisi de erken tanıyı çok önemsiyoruz.
Otizm bir hastalık mı? Birçok hastalığın ortaya çıkarttığı bir sonuç mu? Otizm bir hastalık. Şu an en çok revaçta olan, kabul edilen teori şu şekilde: Anne karnında merkezi sinir sisteminde, beyin gelişimi sırasında hücrelerin göç etmesi ve beynin oluşması gerekiyor. Bu göç esnasında yapısal bir anormallik olduğu, nörokimsayasal bazda anormallik olduğu veya sinir hücrelerinin
18 | AĞUSTOS 2017 | ÖÇED
alışveriş yapmak adına kimyasalların iletildiği ve üzerinde çalıştığı küçük anahtar veya reseptör dediğimiz bölgelerde moleküler düzeyde hasar olduğunda, sinir hücrelerinin göçü esnasında sağlıklı bir beyin gelişmiyor.
Hamilelik sırasında belli olması gibi bir durum söz konusu mu? Ne yazık ki, Down sendrorumu veya genel gelişimsel bozuklukların aksine hiçbir şekilde şu anda hamilelik döneminde teşhis konamıyor.
Otizm genetik yatkınlıkla ne kadar ilgili? Genetik yatkınlığı var muhakkak ama daha ziyade dışarıdan gelen etkilerle reseptör bazında gen ekspresyonu değişiyor. Doğru genetiği ve doğru kromozomu kodlayacak genler var ancak o genlerde harici etkilerle yapısal değişiklik ve bozukluk ortaya çıkıyor.
Otistik bozukluk ve Asperger bozukluğunun birbirlerinden farkları neler? Aspergerliler aramızda her yerdeler ve teşhis koymakta güçlük çekilebiliyor. Otizmin en büyük vurucu özelliği konuşma, lisan özelliğinin gelişmemiş olması ve lisanı kişilerin toplumsal etkileşim amacıyla kullanamaması. Hayali oyun oynayamaz, taklit yapamaz otistik çocuklar ama Asperger’ de hem bilişsel fonksiyonlar korunmuştur hem de mükemmel konuşur Aspergerli çocuklar. Aspergerliler empati yapamazlar, duyguları anlamlandırabilme bölgeleri bozuktur, kendilerini karşısındakinin yerine koyamazlar. Duygusal zeka ve sosyal yönden geridirler. O nedenle de çok bariz bir şekilde sınıfta fark edilemezler. Hele sakin çocuklarsa“ kendi halinde”,“ biraz tuhaf”,“ değişik” bir çocuk olarak adlandırılırlar.
Peki Asperger teşhisi konmadıysa ilerleyen yıllarda bu durum hayatlarını nasıl etkiler? Aspergerliler genellikle ilkokul dördüncü, beşinci sınıfa kadar arada kaynıyorlar, sadece“ tuhaf” oldukları söyleniyor. Nasıl tuhaflar? Mesela bir şakaya herkes gülüyor, onlar hiç gülmüyor. Kimsenin gülmediği bir şeye ise onlar gülüyor. Veya bir çizgi film repliğini yerli yersiz tekrarlıyorlar. Kendini karşısındakinin yerine koyamadığı için çok düşüncesizce, onu incitecek şeyleri hesap edemiyorlar. Robot gibi ve durgun konuşabiliyorlar veya çok bağırarak konuşabiliyorlar. Dolayısıyla doğru okuyabilen ve görebilen bir göz için bu çocukta bir tuhaflık var. Onunla ilgilenen ebeveynin ve okul öğretmeninin bilgisine ve ilgisine göre bunun fark edilip yardım alma yaşı ilkokul birinci sınıftan ortaokula kadar uzayabiliyor. Bu nedenlerle Aspergerliler aramızdalar, üniversiteye gidebiliyorlar, evlilik yapabiliyorlar. Çocuğunu herhangi bir sebeple getirmiş ebeveynde Asperger tespit ettiğim çok olmuştur.
Otizmde erken teşhis yaşı ve kriterleri neler? Asistanlığım döneminde 5 yaşında teşhis koyduğumuzda“ Çok iyi, erken teşhis” diyorduk. Uzman olduğum dönemde 3.5-4 yaş için“ çok iyi” dedik. Şimdilerde ise 1.5-2 yaşa indirdik. Artık tam anlamıyla gelişmeden biz teşhisi koyuyoruz. Neye bakıyoruz erken teşhiste? 1-2 yaşta çocuğun konuşma becerilerine ve göz kontağına bakıyoruz. Konuşmaya başlamamış olması, konuşmaya başlamış olup sonrasında konuşma yeteneğini kaybetmiş olması veya lisanı işlevsel olarak sosyal etkileşimi yürütmek adına kullanıp kullanamadığına bakıyoruz. Sağlıklı çocuğun önüne renkli oyuncaklar koyarsınız, hemen elini atar, ilgilenir veya kendi beğendiği bir şeyi almak için ebeveynini çekiştirir. Otizmli çocuklar ise önüne dünyayı getirseniz hiç ilgilenmezler, kafalarını kaldırmazlar. Hep kendi hallerindedirler, bir köşede oynarlar. Oyunları da işlevsel değildir. Mesela ellerine arabayı alırlar, tekerleğini çevirirler ama hiçbir şekilde“ arabayı karşımdakine atayım, o da bana atsın” gibi bir al-ver ilişkisi yoktur. Çünkü sosyal kontakt kurmazlar. Bu saydıklarım otizmin erken teşhis kriterleri arasında olmazsa olmazlar. Bunu gördüğümüz anda yani göz kontağı zayıfsa, konuşamıyorsa ve kendi halinde bir çocuksa mutlaka bir çocuk ve ergen psikiyatristine yönlendirilmeli. Üç yaşından sonra ise hayali oyun oynayabiliyor mu, taklit yeteneği gelişmiş mi, bunlar da bizim için önem kazanıyor.