öğrenci idim.Bir gün öğretmenimiz genel değerlendirme sınavı yapmıştı.Sınavadan
çıktık,herkes soruları tartışıyordu ve soruların tamamını doğru yapmıştım söylenenlere
göre.Bir
an
kulaklarımda
yankılandı.Yanılmış
saniyeler
sonra
yakın
arkadaşlarımdan
olmalıydım,herhalde
diğerbirkaç
yanlış
arkadaşımın
da
birinin
'kopya
çektin'
duymuştum!Fakat
aynı
sözleri
sözleri
yanılmadığımı
telaffuz
etmesiyle
anlamış,kulaklarıma kadar kızarmıştım öfkeden.Ben inkar ettikçe onlar daha çok üstüme
geliyor,kopya
çektiğimi
iddia
ediyorlardı.O
anki
yaşadığım
duygunun
tarifi
imkansız;şimdi bile hatırladığımda kalbimin sıkışmasına neden olan,dipsiz bir kuyuya
düşmüşüm de sesimi kimseciklere duyuramadığım bir ümitsizlik duygusu.Ben çırpındıkça
onlar beni dibe itiyordu,onlar beni dibe ittikçe ben daha da çok çırpınıyordum.Sesimi
birilerinin duyması lazımdı;o kişi de beni benden bile daha iyi tanıyan ve hala
görüştüğüm biricik öğretmenim idi.O,bana bu iftirayı atanlara,bu zorbalığı(o zaman belki
duymamıştık bile zorbalık kelimesini) reva görenlere inanmazdı asla.Nitekim inanmadı
da,zaten
arkadaşlarım
da
bunun
doğruluk
payı
olmadığı
için
çok
fazla
üsteleyememişlerdi.Lakin bana yaşattıkları o duygu yıllarca aklımda kalacak,kendim
öğretmen olduğumda ve bir öğrencim bana herhangi bir arkadaşını şikayete geldiğinde
,olayın aslını araştırmadan asla hüküm vermemem konusunda yol gösterecek,her türlü
zorbalığın
karşısında
dimdik
durmama
vesile
olacaktı.
HÜMEYRA YENER
TOKİ ŞEHİT FATİH ERER ORTAOKULU
ZORBALIĞA KARŞI SAKİN KALMAK
MÜMKÜN MÜ?
Öğretmenlik hayatımın ilk yılları…Farklı
bir kültür farklı bir ortam,Erzurum.