İLKNUR CAVLAK
ABDÜLHAMİD HAN ORTAOKULU
Benim hikayem üniversite yıllarına
dayanıyor.
kazanıp
tanıdığımın
Erken
yaşta
ailemden
olmadığı
üniversiteyi
uzakta
hiçbir
bambaşka
bir
şehre gidecektim. Bir taraftan seviniyor bir taraftan da kocaman bir şehirde tek
başıma ne yapacağım diye düşünüyordum. Daha önce Ankara’ya hiç gitmemiştim.
Tanıdıklarımın üniversite hayatları ile ilgili anlattıkları,
özellikle de birinci sınıfta
yaşadıkları olumsuzlar endişemi artıyordu. Hele yurtlarda yaşananlar, takılan lakaplar
eşyalarına el koymalar. Evden ayrılma zamanı yaklaştıkça acaba vazgeçsem mi diye
düşünmeye başlamıştım. Sessiz, sakin ufak tefek bir kızdım. Nasıl başedecektim o
kadar şeyle. Yolculuk zamanı gelip çattı. Önce okula ardından yurda kaydımı yapıp
yerleştim. Odadaki tek birinci sınıf bendim yani çömez. Oda arkadaşlarım ile henüz
tanışmamıştım. Ama diğer odadakilerin de çömezi bendim. Çömez gel , çömez git,
çömez yat. Başka odadakiler böyle yaparsa kendi odamdakiler kimbilir bana neler
yaptıracaklar diye düşünürken okul açılmasına 2 gün kala oda arkadaşlarım yavaş
yavaş gelmeye başlamıştı. Odadakiler genelde 3. ve 4. sınıf öğrencisiydi. Bana hangi
işlerini yaptıracaklar diye düşünürken korktuğum başıma gelmemişti. Aksine beni
sahiplenip yol göstermişlerdi. Onların gelişiyle diğer odadakiler de bana çöm demeyi
bırakmıştı. Odamız ile ilgili yapılacak bir iş olduğunda görev dağılımı yapıyorduk, bir
karar alınacaksa oylama ile alıp herkesin memnun olacağı bir orta yolu buluyorduk.
Büyük endişelerle geldiğim şehirde şahane bir yıl geçirmiştim. Karşılıklı saygının ve
insana değer vermenin bir insanın hayatını nasıl değiştirp güzelleştirdiği oda
arkadaşlarım sayesinde iyice öğrenmiştim. Güzel anılar biriktirip yıllar boyu devam
edecek dostlar kazanmıştım. O yılın sonunda iki arkadaşımız mezun olup gitti.
Yerlerine gelecek olanlar ne kadar şanslıydı. Mezun arkadaşlarımızın benim için
yaptığı gibi ben de yeni gelenlerin iyi bir yıl geçirmelerine destek olacaktım.
TUĞÇE ATALAR UDÜL