Yıldız İşletme Kulübü Profil Dergisi 2015 | Page 69

Profil 2015 Araştırma Ekonomi Orta Gelİr Tuzağı Tuvana CÜRE [email protected] ve Türkİye Nedir 2012’den beri dillere dolanan, 2015 yılı genel seçimlerinde hem iktidar hem muhalefet partilerinin seçim beyannamelerine açıkça veya üstü kapalı şekilde konu olan bu orta gelir sarmalı/tuzağı meselesi? Durumu basitçe orta gelir seviyesine ulaşmış ekonomilerin, çok uzun yıllar boyunca bu seviyede kalıp yüksek gelirli grup seviyesine sıçrayamamaları şeklinde ifade edebiliriz ancak mevzuu bundan derin. Orta gelir tuzağını detaylı olarak ele almadan önce, genel hatlarıyla “gelir tuzağı” ifadesini zihinlerimizde netleştirmekte fayda var. Nitekim gelir tuzakları “orta gelir” düzeyinde ortaya çıkabilecekleri gibi, “düşük gelir” seviyesinde de karşımıza çıkabilir. Aynı zamanda yüksek gelirli ülkelerde de yapısal sorunlar neticesinde gelir seviyelerinde düşüşler görülebilir. Gelir tuzağına düşmüş ülkeler, çok uzun süre bu seviyede kalır ve bir üst kademeye geçemezler. Durumun en iyi göstergesi, belirli bir gelir seviyesi elde etmiş ekonomilerdeki sürdürülebilir büyüme oranlarıdır. Bu noktada, uzun vadede büyüme hızını belirli bir oranda sürdürebilen ekonomiler sağlı klıdır ve geleceğe umutla bakmalarında bir sakınca söz konusu değildir. Düşük gelirli ancak istikrarlı büyüyen bir ekonomi bir süre sonra orta gelirli; orta gelirli ve istikrarlı büyüyen bir ekonomi ise yüksek gelirli ülke kategorisine geçecektir. Bununla birlikte, alarm veren ekonomiler, bulundukları gelir seviyesinden çıkamama riskiyle karşı karşıyadırlar. Bu tarz ülkeler bir süre yüksek büyüme göstermiş ancak bunu zamanla kaybederek uzun vadeye yayamamış olanlardır. Bu çerçevede, orta gelir kademesini ele alır isek bu gruptaki ülkeler (bu noktada Türkiye’yi de örnek olarak göstermek mümkündür), hızlı bir büyümeyle düşük gelir kategorisinden çıkmış ancak orta gelir seviyesine ulaştıklarında yavaşlamaya başlamışlardır. Bu ülkelerin orta gelir sarmalına girmiş olmasının ilk nedeni, ücretlerdir. Nitekim düşük gelirli ekonomiler, ilk etapta bol ve ucuz işgücü çalıştırarak hızlı adımlarla yukarı tırmanabilmektedir. Fakat bu avantaj, daha yüksek ücret anlamına gelen orta gelir kategorisine ulaşıldığında ortadan kalkar ve böylelikle rekabet gücünü yitirip ivme kaybederler. Dolayısıyla verimliliğin artırılmaması, Ar-Ge’ye gerekli yatırımın yapılmaması ve teknolojinin geliştirilmemesi halinde, mütevazı oranlarda sürüp giden büyüme oranları ile bir üst seviyedeki gelire çok uzun yıllar ulaşmak mümkün değildir ve böylece ülkeler kendilerini orta gelir tuzağının içinde bulurlar. Türkiye’nin orta gelir tuzağı ile ilişkisine bakacak olursak Dünya Bankası raporlarına göre Türkiye,1960’lardan beri orta gelir tuzağının içinde yer alıyor. 1960-2010 yılları arasında 101 ülkenin kişi başına düşen milli gelir kıyaslamasında da Türkiye, orta gelir kümesinin tam ortasında yer almış. Yani 50 yılda mutlak rakamlarla zenginleşmiş olmakla birlikte başka ülkelerin başarılarına göre Türkiye’nin nispi pozisyonu değişmemiş durumda. Dolayısıyla sorun, orta gelir tuzağına düşmemek değil, zaten düşülmüş bulunan tuzaktan nasıl kurtulacağımızdır. “Ufukta bir çıkış yolu var mı?” sorusuna Dünya Bankası raporlarının cevabı, tuzaktan çıkmak için üç dönüşümün gerçekleşmesi gerekiyor yönünde. Bunlardan birincisi, üretim ve istihdamda çeşitlenmenin önce yavaşlayıp uzmanlaşma arttıkça tersine dönmesi. İkincisi, endüstride kapasite artıran yatırımlardan çok inovasyon yatırımlarına ağırlık verilmesi. Üçüncü şart ise işgücünün yeni teknolojilere uyum gösterecek şekilde eğitilmesi ile yetinilmeyip yeni teknoloji yaratacak yetenekte geliştirilmesini hedeflemek. Özetle Türkiye’nin “ara eleman yetiştiren” ülke konumundan çıkması şart. Bu nedenle sonlandırırken hatırlatmakta fayda var; Gelişmiş ekonomi yoktur, gelişmiş millet vardır. 69 69