Yıldız İşletme Kulübü Profil Dergisi 2015 | Page 118

Profil 2015 Röportaj Müziğe ilginiz çocukluk dönemlerinizde mi başladı, müzik hayatına nasıl adım attınız? Klişe biçimde başladı, evet. Sürekli şarkı söyleyen, birçok enstrümana ilgiyle yaklaşan bir çocuktum. Çocuk korolarında bulundum; Müjdat Gezen Sanat Merkezi ve Akademi İstanbul’da müzik eğitimleri, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de Müzikoloji eğitimi aldım. Bir dönem Sanat Tasarım Fakültesi’nde eğitim görmüşsünüz. Nasıldı o günler, Yıldız Teknik sizin için ne ifade ediyor? Tunçay Korkmaz ile birlikte Anima’yı kurmuştuk ve sonradan aramıza katılan Ekin Cengizkan ile Murat Çopur da Tunçay gibi Yıldız’da müzik eğitimi alıyorlardı. Son olarak ben de okula girdim ve hepimiz hem aynı okulda, hem aynı sahnede, hem de aynı evde büyümeye başlamıştık. Bu bir grup için harikaydı. Sohbetler, müzik… Hayatımızı birlikte geçiriyorduk. Okul da büyük katkı sağlıyordu. Özellikle Murat ve Ekin sürekli beraber çalışabiliyorlardı. 2008 yılında bir radyo programı deneyiminiz oldu. Neden devam etmediniz, tekrar düşünüyor musunuz? Açıkçası 26 hafta kadar süren ve içinde sohbet dışında canlı performansları da barındıran ŞuBiDap programı, oldukça keyifli olması yanında yorucuydu da. Ancak devam etmeyi istiyorum. Umarım önümüzdeki zamanlarda vakit bulurum ve yeni bir radyo programı hazırlayabilirim. Ania adında bir müzik grubunun solistliğini yaptınız, 2010’da ise ilk solo albümünüz Soluk’u çıkardınız. Sizce bir müzik grubuyla çalışmak mı daha iyi yoksa solo mu? Her zaman bir grubum olsun ve orada yaşlanayım hayalim vardı çocukluğumdan beri. Ancak maalesef zor iş. Biz 8 yıl kadar dediğim gibi şahane vakit