Yeni Vatan weekly Turkish Newspaper October 2016 Issue 1874 | Page 8

8 21 Ekim 2016 yenivatan. com. au YENİ VATAN TURKISH NEWSPAPER
yeni
Yeni Vatan Turkish Newspaper
Editor in Chef( Genel Yayın Yönetmeni)
Ahmet POLAT
Deputy Editor( Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı)
Mustafa YILMAZ
Sydney Advertisements: 0431 799 978
Melbourne Advertisements: 0416 775 867 Columnists:
Leyla BAHTİYAR, Rauf DENKTAŞ- Turgut ÖZAKMAN
Metin AYDOĞAN- Ali ULUTAŞ
Dursun GÜZEL- Erkal EKEN- Kutlay YAĞMUR
Mustafa YILMAZ- Yasemin HASSAN Voluntary Reporter:
Ünal DOĞAN, Yahya SEVİM,
Funda MUTLU, Mustafa YILMAZ Sydney dağıtım
İrfan KURU- 0434 211 914 Page Layouts, Graphic Design:
Ahmet POLAT Sydney Office:
P. O. Box: 206 Auburn NSW 1835
Phone: 0431 799 978
Email: info @ yenivatan. com. au Printed by Streamline Printing Melbourne
Köşe yazarlarının ve çizerlerin yazılarından, karikatürlerinden dolayı sorumluluklar tamamen kendilerine aittir. Yayımlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yeni Vatan’ da yayımlanan okuyucu mektuplarındaki görüşlerden okuyucu mektubunu yazan kişi sorumludur. Yeni Vatan’ da yayımlatılmak istenilen okuyucu mektupları ve duyurular, isim, adres ve telefon numarası olması gerekmektedir. Yeni Vatan Gazetesinde yayımlanan reklâmların içeriği konusunda reklâm veren sorumludur.

NUTUK

ATATÜRK
Geçen haftadan devam
hiç de uygun bulmuyorum. Yalnız, Hey’ et-i Temsiliye’ nin bu işin içinden vekarla çekilmesini, işin sorumluluğunu ve durumun takdirini, Meclis-i M: llî’ nin namusuna ve vatanseverliğine bırakmayı sürdürmelerine“ Kuva-yı Milliye’ nin ve Hey’ et-i Temsiliye’ nin varlığını sürdürmelerine Meclis-i Millî taraftar olmazsa... Kongrelerin aldığı kararlar gereğince, tam bir güvenlik içinde yasama ve denetleme yetkisine sahip ve hâkim olduğundan, Hey’ et-i Temsiliye, kararların uygulanmasını Meclis-i Millî’ ye bırakarak dağılır, faaliyetine son verdiğini yazar ve bir de teşekkür eder”.” Fakat, Meclis-i Millî’ nin, böyle bir sorumluluğu yüklenerek, durumunun ve geleceğinin güvenilir olduğu yolunda bir karar alarak bunu duyuracağı pek şüphelidir. Rauf Beyefendi bu teklifi yapar ve bu kararları aldırır da, Hey’ et-i Temsiliye’ nin işbaşından çekilmesi gereğini bildirirse, o zaman Hey’ et-i
Temsiliye bunu isteyerek kabul eder. Basına ve millete ilân ederek faaliyetten uzaklaşır. Şerefli ve onurlu yerini de meşru bir şekilde korumuş olur. Şüphesiz ki, bir yıldan beri milletin ısrarı ile kurulmuş olan Aydın cephesi, ne dağılıp kendi kaderini Yunanlıların eline teslim eder ve ne de hükûmet bunları dağıtabilir. O mücahitler kendiliklerinden ve eskiden olduğu gibi savaşa devam ederler. Fakat, bu durum o cepheye bağlı kalır ve kolordu komutanları kendi bölgelerinde bunu durum ve maksada göre iyi bir şekilde yürütürler. Ondan sonra da gelecekteki durum ve faaliyetlerimizde olayların akışına ayak uydurulur... İşte benim âciz görüşümün bundan ibaret olduğu arzedilir diyor( Belge: 238).
OLAYLARIN AKIŞINA AYAK UYDURAMAZDIK
Efendiler, İstanbul’ un fiilî olarak işgalinden aşağı yukarı yirmi gün önce ortaya konulan bu görüş ve düşünce incelenmeye değer. Ben yalnız bir noktaya işaret etmekle yetineceğim. O nokta, olayların akışına ayak uydurma şeklinde bir kaderciliği benimsemektir. Biz elbette, işi böylesine bir kaderciliğe bırakamazdık. Aksine, olayların akışının ne olabileceğini önceden
kestirip tesbit ederek, karşı tedbirleri düşünmek ve ânında, bir kararsızlığa düşmeden uygulamak taraftarı idik. İşte bundan dolayıdır ki, daha öncesinden kamuoyunu yoklamaya başlamıştık.
Efendiler, Milletvekili Mazhar Müfit Bey’ in bir mektubuna verdiğim diğim cevabı olduğu gibi bilginize sunarsam, Kâzım Karabekir Paşa’ nın ş a’ nın görüşlerine verilmesi gereken cevap da kendiliğinden anlaşılmış olur. Mazhar Müfit Bey’ in mektubunda yazdıklarını tekrar etmeyeceğim ceğim. Onu gerekirse kendileri yayınlarlar. Benim verdiğim cevap şuydu:
Ankara, 25 / 26.2.1920
Hakkâri Milletvekili Mazhar Müfit Beyefendi’ ye
Efendim Hazretleri,
14.2. I920 tarihli uzun mektubunuzu ancak dün aldım ve yarınki postaya yetiştirmek üzere cevabını şimdi yazıyorum. Yüce Meclis-i Millî’ nin ve Felâh-ı Vatan adıru taşıyan grubun, gerçek durumlarını tasvir eden değerli ifadeleriniz, bende üzüntü yarattı. Açıklama ve tasvirlerinizle gözümün önünde beliren manzara elem vericidir. Zavallı millet; hayatını, varlığını, kaderini savunmak, korumak ve
güven altına almakla yükümlü bildiği sayın milletvekillerini, gerçek millî ve vatanî görevlerini daha ilk anda ve ilk adımda unutmuş görüyor. Batılıların ve bütün düşman dediğimiz milletlerin, Türklerde kabiliyet olmadığı gerekçesiyle, Türkiye’ de, her şeyin, bizim için olumsuz olan şeyin yapılmasına göz yumdukları bilinirken ve her birimiz, ayrı ayn bu zannın yanlışlığını ispata kararlı olduğumuzu iddia ederken, çıkar duygularımız, basit bencilliklerimiz bize her şeyi unutturabilir. Önce gelen milletvekilleri şöyle yapacakmış, sonra gelen milletvekilleri böyle tavır almış, Hey’ et-i Temsiliye şunu kendinden saymış, bunu bayağı görmüş... Bunları söyleyenler, koca Türk milletinin sayın milletvekilleri, öyle mi? Bu ruh hali, böyle bir ahlâkî davranış karşısında hayret ve şaşkınlıktan donakalırım. Yeni grup veya parti teşkilâtından söz ediliyor. Azizim Mazhar Müfit Bey açıkladığınız zihniyet ve yaratılışların kuracakları gruptan da, partiden de, ben memleketi kurtarıcı sağlam bir tavır alınabileceğine hükmedemiyorum. Ben de Hey’ et-i Temsiliye adı altında fedakârca görev yapan arkadaşlar, bu vatanın kur tuluşu ve milletin huzuru için ölünceye kadar DEVAM EDECEK

8 Bardak Su İçmenize Gerek Olmayabilir

Monash Üniversitesi’ nin yaptığı çalışma, sağlık için günde 8 bardak su içilmesi görüşüne adeta meydan okuyor.
Hangi hastalık için giderseniz gidin yıllardır tıp uzmanlarının verdiği bir öğüt var:
Günde mutlaka 8 bardak su içmelisiniz... Ancak Monash Üniversitesi’ nde yapılan bir çalışma tıbbın belki de en eski önerileri arasında yer alan " günde 8 bardak su " düşüncesini çürütmüş gibi görünüyor.
Obezite ve Metabolik Cerrah Prof. Dr. Halil Coşkun, çalışma ile insan vücudundaki sıvı alımını düzenleyen ve çok fazla su içmeyi durduran bir sistemin ilk kez ortaya çıktığını söyledi.
Vücudun ihtiyacından fazla su içmenin yarar değil zarar getirebildiğini de hatırlatan Prof. Coşkun, araştırmanın detaylarını şöyle anlattı:
“ Önceki çalışmalara bakarak, araştırmacılar katılımcılardan iki farklı şart altında gerekli suyu yutabilmek için sarf ettikleri eforu oranlamalarını istedi; susadıklarında ve susuzluklarını giderdikten sonra içebilecekleri maksimum su miktarını almaya ikna edildiler. Aynı zamanda beyinin çeşitli kısımlarındaki aktivite görüntülendi.
" Fazla Su Beyni Zorluyor, Zehirlenmeye Neden Olabiliyor "
Sonuçlar, aşırı su içildikten sonra eforun üç kat arttığını gösterdi. Katılımcılar yüksek bir eforla yutkunmaya çalıştıklarında beynin sağ ön frontal alanları çok daha fazla aktifti. Araştırmacıların talimatlarına göre frontal beyin zarının aşırı hareketine sebep olmak ise yutkunma güçlüğünü ortaya çıkarabiliyordu.
Maratonlarda yarışan pek çok atlete vücutlarını su ile doldurmaları gerektiği söylendi. Körü körüne bu önerileri dinleyerek ihtiyaçlarından çok fazlasını içen bazı sporcular hayatlarını kaybetti. Çünkü aşırı su tüketimi, vücudu tehlikeye atarak su zehirlenmesine veya kanda sodyum azlığı olan hiponatremiaya sebep oluyor. Gerekli sodyum oranının kanda azalması anormal bir şekilde düşük potansiyelin sebep olduğu semptomları artırarak uyuşukluk, mide bulantısı, gülme krizi hatta komaya dönüştürebiliyor.
" Susadıkça İçmeliyiz "
Fazla sıvı tüketimi beyin tarafından‘ yutkunma engeli’ nin aktive edilmesine sebep olarak, vücuda ölçülü oranlarda gerekli suyun alınmasını sağlıyor. Bu çalışmaya göre, eğer yalnızca vücudumuzun taleplerini yerine getirirsek büyük ihtimalle doğru yapmış olacağız. Yani susuzluğumuza oranla su içmek daha isabetli.”
Halil Coşkun, yine de yaşlı insanların yeteri kadar su içmediğini ve sıvı alımlarına dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.

Turistlere Seslenen Bakan,‘ Dreamworld’ ı Bırakmayın’

Avustralya genelindeki tüm eğlence parkları denetim altına alınacak.
Endüstriyel İlişkiler Bakanı Grace Grace acil eylem planı doğrultusunda bütün büyük tema parklarının güvenliklerini kontrol edeceklerini belirtti.
Bakan Grace Grace, uzman müfettişler ve mühendisler eşliğinde Dreamworld, Wet ' n ' Wild, Sea World, Movie World Aussie World and Australia Zoo parklarının tekrar gözden geçirileceğini söyledi.
Grace " Uzmanlar, tema parklarındaki aletlerin bakım ve onarım kayıtlarını ve üretici belgelerini kontrol edecekler. Queensland’ ın en büyük geliri turizm. Noel öncesi bütün parkların denetimi bitirilecek."
Avustralya İşçileri Sendikası genel sekreteri Ben Swan, güvenlik denetimlerinin Dreamworld trajik olayından daha önce yapılmaması gerekirdi dedi.
Federal Ticaret Bakanı ve yerel milletvekili Steve Ciobo ise trajik ölümler sonrasında Turistlere seslenerek Dreamworld’ ı bırakmamalarını istedi. " Açıkçası, en ağır yükü sevdiklerini kaybedenler yaşar " diyen Bakan, acıları yüreklerinde hissettiklerini ama parkın bir çok kişiyi de istihdam ettiğini bir çok ailenin buradan ekmek yediğini ve ev borçlarını ödediğini ifade etti.
Denetimlerin Kasım ayı sonuna kadar tamamlanması bekleniyor.
Shorten: ' Tüm Avustralya acıyı hissediyor '
Başbakan Malcolm Turnbull ve Muhalefet Lideri Bill Shorten da yayınladıkları mesajlarda; olayın üzücü ve trajik olduğunu ifade ettiler. Çok üzücü bir gün yaşadıklarını söyleyen Başbakan Turnbull, olayın en detayına kadar araştırılacağını söyledi. Federal Muhalefet Lideri Bill Shorten, ölenlere karşı saygısını göstermek için Cumartesi günü Dreamworld ziyaret etti.
Bu Olay Güzellikleri Silecek
Kentin tatil merkezi olduğuna dikkat çeken Gold Coast Belediye Başkanı, Gold Coast halkı ve bölge çalışanları için bir trajedi yaşandı dedi. Belediye Başkanı,‘ ölenlerin, özellikle aileleri için çok üzgünüm. Polisimiz ve Sağlık yetkilileri iyi bir çalışma gösterdiler. İnsanlar buraya gelip güzel hatırlarla, fotoğraflarla ayrılıyorlar ama bu olay şimdilik hepsini silecek. Bu zamana kadar Kentte yaşanan en üzücü bir gün diyebiliriz’ dedi.