Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden
Ve halk, toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kırmızı elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde.
Ağır ağır ölür, alışkanlıklara esir olanlar
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler.
Giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
Nerelerdeydin diye sorarsan
‘Hep eskisi gibi’ diyeceğim.
Toprağı örten taşlardan söz edeceğim,
Sürdükçe kendini harcayan ırmaktan;
Ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim,
Gerilerde kalan denizi bilirim, bir de ağlayan ablamı
22