Sen ki dünyanın öz evlâdısın,
Yürüyorsun öyle ağır ve dertli
Sırtında sanki dünyayı taşır gibi.
İnsan var dünyayı omzuna almış ağır yürüyor,
İnsan var dünyanın omzuna çıkmış kah kah gülüyor…
Dünyanın omzunda oturan kişi
Dünyada asla yaş yerde yatmıyor,
Kiminle nereye gideceğini,
Hangi ölünün üzerine ağlayacağını,
Ve kimin sözüne sahte güleceğini
İyi biliyor…
Kimiyle rahat oturmuş tavla oynuyor,
Ve gerekirse oyunu bilerek kaybediyor.
Kendinden aşağı duranlara yukarıdan bakıyor,
Yere düşeni hiç fark etmiyor.
Kendinden yüksek olandan ama nasıl korkuyor!
Onun kızına ve oğluna,
Sevgilisine bile ve sekreterine
Dalkavukluk edip duruyor,
Yalaka gibi etrafında dönüyor.
Nerede görse yağlı bir parça
Koşar ve durur onun yanında.
Eleştiri de yapar yeri gelince
Tövbe de eder, rahat kolayca…
9