DÖNME DOLAP
bunların Güney’in ortaçağ mimari servetleri ile bağı
bulunduğu söylenemese de, sükunet için eşsiz yerler
olduğu ortadadır.
25 XXI - EKİM 2014
Gezmenler çoğunlukla Sakız’a Batı’da Limnia, Lampsa
ve Agia Markela için, Doğu’da Karfas için ve Güneyde
de Komi, Emporio veya Mavra Volia sahilleri için
rağbet gösterir ve bu sahiller üzerinden adayı bir nevi
kendilerince ölçer, tartarlar. Bunlar arasında sadece
volkanik bazalt oluşumu nedeniyle Mavra Volia bir
istisna oluşturabilir. Bununla beraber, Sakız’ı sahilleri
üzerinden Türkiye ile kıyaslamanın ne alemi vardır
ne kıymeti harbiye’si. Çünkü Sakız, tartıya vurulacak
olsa, mimari değerlerinden yaşam biçimine, coğrafi
benzersizliğinden üretimine kadar birçok alanda “tur
bindirir”.
Adayı Kuzeyden Güneye, İzmir’e bakan etli bir yay
gibi kabul edersek, limandan aşağısı Lilliput diyarı,
yukarısı ise Kiklop diyarıdır. Ortaçağ köyleri Güney
sahilinin iç kaleleridir ve kıyı şeridine beş kilometreden
yakın değildirler çoğun. Yayın ortasından, Chora’dan
bir pergel açacak olsanız, Kuzeybatı’daki Volissos ile
Güneybatı’daki Mesta eşit mesafede gibidir. Ama
Mesta’ya ulaşmak çok daha kolaydır. Adanın Türkiye’ye
bakan Güney çizgisi boyunca girift bir ağ oluşturan
köylerin arasından geçerek, sayısız rotadan Mesta’ya
varılabilir gerçekte ama çoğunlukla bir tür kavşak olan
Armolia üzerinden Ortaçağ Üçlüsü’ne gelinir: Pirgi,
Olimpi ve Mesta.
Bu üçlünün en bilineni Mesta’dır; köyün aşağısında
Mesta Limanı kuş uçmaz kervan geçmez bir münzevi
rasathanesidir dense yeri: İyi ki. Bu üçlüye Patrika’yı,
belki Kalamoti’yi; ama en çok da Vessa’yı ilave etmek
gerekir. Köylerin ortak özelliği, doku bakımından
tanınabilir ve kolay erişilen bir kamusal merkeze sahip
olmalarıdır. Bu minyatür merkez kiliseyle tanımlanır;
büyük ve kuleli kilisenin yanı başında bir meydan vardır.
Bu meydanda restoranlar bulunabilir. Sakız’da ister
bir köyde olun ister Chora’nın limanının ortasında:
Çikudo’daki kadar istisnai kalite ve nefasette olmasa
da, her zaman gasronomi hesaplı ve iyidir. Çeşitlilik ve
tazelik hep şaşırtır. Bir köy meydanı varsa, orada bir
masa etrafında da olsa insanları görürsünüz; Pityos’un
dağ başında veya daha da iyisi, Sidirounta denilen o
fotoğraflar: Levent Şentürk
heybetli ve ketum kartal yuvasında. Volissos, Vessa,
Olimpi gibi yerlerde, bir değil, kiliselerden oluşan irili
ufaklı bir dizi yapı söz konusudur.
Mesta, en bilinen ortaçağ kale köyüdür; kalenin dış
duvarları bugüne ulaşmamıştır ama Mardin’i görmüş
olanlara tanıdık gelebilecek, dar sokaklardan ve alçak katlı
yığma taş yapılardan oluşan bir dokusu vardır. Köylerin
hiçbiri, Mardin gibi aşırı eğimli bir topografyadan
kaynaklanan basamaklı sokaklar içermez. Kimi zaman
genişleyen, kimi zaman çıkmaza dönüşen sokaklar
meyillense de hemen hiç merdivene dönüşmez. Sakız’ın
ortaçağ kale köylerinin turistikleşmesi beraberinde
butik otelleri ve küçük işletmelerin varlığını getirmiştir
göründüğü kadarıyla. Bu durum, evlerin de değer
kazanmasına yol açmıştır. Ama buralara yönelik,
bizdekine benzer gayretkeş dönüşüm çabalarının
esamesi okunmaz.
Bu dokunun, sadece bir noktada değil, Sakız adasının
muhtelif yerlerinde, yüzlerce farklı konumda korunmuş
olduğunu görmek dudak uçuklatıcıdır tabii. Volissos’ta
büyük kiliseye çıkan yokuşta eşekarılarından başka
bir canlı yoktur belki, birkaç evde hayat belirtisi vardır;
bununla beraber, yapıların kaderine terk edildiğini ya da
sahipsiz bırakıldığını söyleyemeyiz. İçinde yaşanmayan
ve bakımlı birçok yapının yanında, metruk ama bu
metrukluğu bir tür pitoresk nitelik kazanmış sayısız
yapı ya da yapı kalıntısı vardır. Sakız adasında evlerin
giriş kapıları bu pitoresk evrenin en renkli kesitlerinden
birini temsil eder. O kadar ki, bir sokak boyunca pek
çok fotojenik kapıyla karşılaşılabilir ve bu durum birçok
köyde süreklilik gösterir. Yapı fragmanları bakımından da
öğretici detaylar vardır; taş lentolarda bezeme ve armalar
ya da söve detayları, çıkma detaylarında taşla metalin
ortaklaşması gibi. Bu pitoreskin doruğu Vessa’dır
kuşkusuz; Pirgi’nin kendine özgü geometrik cephe
bezemeleri burada yoktur ama pitoreskin kaynağı, daha
çok, eskiliğini sergileyişinde yatar.
Mesta, Pirgi’ye kıyasla bir uç hisar sayılabilir. Olimpi,
coğrafi olarak Mesta ve Pirgi’n