VOIR RÖPORTAJ
"TÜRKİYE'NİN
EN BÜYÜK SORUNU
GAZETECİLERİN
SORU SORAMAMASI"
Araştırmacı, gazeteci ve televizyoncu
Can Ataklı, sessizliğini
VOIR Magazin'de bozdu!
Gazeteciliğe ilk olarak Vatan
Gazetesi'nde başladınız ve
ardından Sabah, Hürriyet gibi
gazetelerle devam ettiniz.
Gazetecilik serüveninizden biraz
bahseder misiniz?
1976 yılının başında Vatan
Gazetesi'nin yeni kurulduğu
dönemlerde gazeteciliğe başladım.
1978'de gazete kapandığı için
Günaydın'a geçtim. Sonrasında çok
kısa bir süre Hürriyet Gazetesi, 16 yıl
da Sabah Gazetesi'nde hem yöneticilik
hem yazarlık yaptım. 2000'den sonra
da Habertürk'ün kuruluşuyla beraber
2-3 saat süren yorumlu, konuklu
haber bülteni sundum. Ardından Star
tv ve Star Gazetesi'nde bulundum.
Uzun bir aranın ardından yeniden
yayın hayatına başlayan Vatan
Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptım.
Şuanda da herhangi bir gazete ya da
televizyonda değilim.
Gazetelerin yanı sıra
televizyonlarda da görev aldınız.
Sizce bir gazeteci kendini
televizyonda mı yoksa
gazetede mi ifade etmeli?
İki türlü bakmak lazım; yazı kalıcı, söz
ise uçup gidiyor. Günümüz
koşullarına baktığınız zaman, benim
televizyonlarda yaptığım ve konuk
olduğum programlar dijital ortamda
saklanabiliyor. İnternete girdiğiniz
zaman televizyonla ilgili her şeyi
orada tekrar izleyebiliyorsunuz.
Fakat yazı yazmak çok başka bir şey.
Yazdığınız yazı önünüzde bir belge
olarak kalıyor. Yıllar sonra yazdığınız
yazıları çıkarıp, "ben böyle şeyler
yazmıştım yıllar önce" diyebilirsiniz.
İkisinin keyfi çok başka. Konuşmayı
da yazmayı da çok seviyorum.
Ülkemizde gazeteciliğe değer
veriliyor mu?
Veriliyordu. 12 yıl içinde 1000'e
yakın gazeteci işsiz kaldı, bir çok
gazete el değiştirdi. Dolayısıyla
gazetecinin de saygınlığı düşüyor ve
en önemlisi gazetecilik bitiyor.
Bugün Türkiye'nin en büyük sorunu
gazetecilerin soru soramaması...
Örneğin, bugün baktığınızda
Cumhurbaşkanı, Başbakan, bir takım
bakanlar hiç bir zaman kendilerine
muhalefet gazetecilerin ve
televizyoncuların önüne çıkmıyorlar.
Seçmece yapıyorlar. Asla bir muhalif
isim, Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na
soru soramıyor. Ve biz bunu ilk defa
görüyoruz. Çünkü bugünkü
Cumhurbaşkanı'na kadar olan
56
Başbakan ve Cumhurbaşkanları,
senede en az 1 defa basın toplantısı
yapardı bütün basının katıldığı...
Bu toplantılarda adam seçilmezdi, tüm
basın katılır ve soru sorabilirlerdi.
Fakat bugün bu imkan yok.
Olmadığı gibi, bunun dışında da
sorular sorulamıyor. Gazetecinin asıl
işi soru sormak, sorgulamak ve
eleştirmektir. Tüm bunlar ortadan
kalktığı için toplumda gazeteciye
saygı ve güven bana göre kalmadı.
Takip ettiğiniz haber programları ve
takip ettiğiniz gazeteciler var mı?
Mesleğim gereği bakmak
durumundayım. Gündemle ilgili bazı
yazarları takip ediyorum, haber
programlarını sonuna kadar takip
edemesem de şöyle bir bakıyorum
kimler var, ne konuşuyorlar diye.
Haber programlarını sonuna kadar
izleyemememin sebebi çok
öfkeleniyorum.
Benim düşüncelerime aykırı şeyler
söyledikleri için değil, olayları
çarpıttıkları için. Eskisi gibi her şeyi
takip edeyim, notlar alayım gibi
durumlarım yok.
Bir gazeteci olarak sürekli
haberleri ve gündemi takip etmek
sizi yormuyor mu?
Gazetecilik bir yaşam biçimi.
Gazetecinin bir saati, bir mesaisi yok,
gazeteci 24 saat yaşar.
Gecesiyle gündüzüyle çalıştığımız bir
meslek olduğu için, eziyet olduğu oluyor tabii ki.