Voir Aralık 2014 Sayı 24 | Page 56

VOIR RÖPORTAJ "TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK SORUNU GAZETECİLERİN SORU SORAMAMASI" Araştırmacı, gazeteci ve televizyoncu Can Ataklı, sessizliğini VOIR Magazin'de bozdu! Gazeteciliğe ilk olarak Vatan Gazetesi'nde başladınız ve ardından Sabah, Hürriyet gibi gazetelerle devam ettiniz. Gazetecilik serüveninizden biraz bahseder misiniz? 1976 yılının başında Vatan Gazetesi'nin yeni kurulduğu dönemlerde gazeteciliğe başladım. 1978'de gazete kapandığı için Günaydın'a geçtim. Sonrasında çok kısa bir süre Hürriyet Gazetesi, 16 yıl da Sabah Gazetesi'nde hem yöneticilik hem yazarlık yaptım. 2000'den sonra da Habertürk'ün kuruluşuyla beraber 2-3 saat süren yorumlu, konuklu haber bülteni sundum. Ardından Star tv ve Star Gazetesi'nde bulundum. Uzun bir aranın ardından yeniden yayın hayatına başlayan Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptım. Şuanda da herhangi bir gazete ya da televizyonda değilim. Gazetelerin yanı sıra televizyonlarda da görev aldınız. Sizce bir gazeteci kendini televizyonda mı yoksa gazetede mi ifade etmeli? İki türlü bakmak lazım; yazı kalıcı, söz ise uçup gidiyor. Günümüz koşullarına baktığınız zaman, benim televizyonlarda yaptığım ve konuk olduğum programlar dijital ortamda saklanabiliyor. İnternete girdiğiniz zaman televizyonla ilgili her şeyi orada tekrar izleyebiliyorsunuz. Fakat yazı yazmak çok başka bir şey. Yazdığınız yazı önünüzde bir belge olarak kalıyor. Yıllar sonra yazdığınız yazıları çıkarıp, "ben böyle şeyler yazmıştım yıllar önce" diyebilirsiniz. İkisinin keyfi çok başka. Konuşmayı da yazmayı da çok seviyorum. Ülkemizde gazeteciliğe değer veriliyor mu? Veriliyordu. 12 yıl içinde 1000'e yakın gazeteci işsiz kaldı, bir çok gazete el değiştirdi. Dolayısıyla gazetecinin de saygınlığı düşüyor ve en önemlisi gazetecilik bitiyor. Bugün Türkiye'nin en büyük sorunu gazetecilerin soru soramaması... Örneğin, bugün baktığınızda Cumhurbaşkanı, Başbakan, bir takım bakanlar hiç bir zaman kendilerine muhalefet gazetecilerin ve televizyoncuların önüne çıkmıyorlar. Seçmece yapıyorlar. Asla bir muhalif isim, Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na soru soramıyor. Ve biz bunu ilk defa görüyoruz. Çünkü bugünkü Cumhurbaşkanı'na kadar olan 56 Başbakan ve Cumhurbaşkanları, senede en az 1 defa basın toplantısı yapardı bütün basının katıldığı... Bu toplantılarda adam seçilmezdi, tüm basın katılır ve soru sorabilirlerdi. Fakat bugün bu imkan yok. Olmadığı gibi, bunun dışında da sorular sorulamıyor. Gazetecinin asıl işi soru sormak, sorgulamak ve eleştirmektir. Tüm bunlar ortadan kalktığı için toplumda gazeteciye saygı ve güven bana göre kalmadı. Takip ettiğiniz haber programları ve takip ettiğiniz gazeteciler var mı? Mesleğim gereği bakmak durumundayım. Gündemle ilgili bazı yazarları takip ediyorum, haber programlarını sonuna kadar takip edemesem de şöyle bir bakıyorum kimler var, ne konuşuyorlar diye. Haber programlarını sonuna kadar izleyemememin sebebi çok öfkeleniyorum. Benim düşüncelerime aykırı şeyler söyledikleri için değil, olayları çarpıttıkları için. Eskisi gibi her şeyi takip edeyim, notlar alayım gibi durumlarım yok. Bir gazeteci olarak sürekli haberleri ve gündemi takip etmek sizi yormuyor mu? Gazetecilik bir yaşam biçimi. Gazetecinin bir saati, bir mesaisi yok, gazeteci 24 saat yaşar. Gecesiyle gündüzüyle çalıştığımız bir meslek olduğu için, eziyet olduğu oluyor tabii ki.