TUEMsanat Basım Yayım Dilan Özdemir - Nem | Page 7

NEM Onun boşalttığı yere oturup dizlerime sarıldım. Tavana baktım önce. Dün yine sağanak yağmur yağmış, damda biriken su tavanın dört köşesine sarı sarı dert olmuştu. Duvarların boyası iyiden iyiye bozulmuştu. Dışarının soğuğu, içerinin soba sıcağıyla buluşunca camlar buğulanmış, bizi dışarıdan ve dünyayı da bu iki göz evden soyutlamıştı. Karşıdaki kanepe oldum olası boştu. Yere minder atıp üzerine bağdaş kurmaya alışmış annem onu sadece gece yatak sermek için açardı. Çaydanlık otuz yıllık sobanın üzerinde, yüzüm karşıdaki aynada ağır ağır demlenmekteydi. İndirdim başımı. Bir aydır neredeyse ilk defa kendimi görüyordum. Dağılmış saçlarım, çatlamış dudaklarım, kurumuş sesim, yorulmuş gözlerim bana yine beni kabul edebileceklerini fısıldar gibi bakıyorlardı. Ama ben buna hazır değildim. Kendimde sadece annemden beni yıkamasını iste- yecek gücü bulabildim. Banyoya gittim. Kapının arkasındaki tüpte büyükçe bir güğüm- de su ısınmaktaydı. Annem saçlarını taramış, yazmasını sıkıca bağlamıştı. Eteğini beline doladı, yeleğini çıkarıp bir köşeye gelişi- güzel attı, kollarını sıvadı. Bir ayağı hafiften kırılmış tahta tabureyi önüne koydu. -Gel yavrum. Hiç ses çıkarmadan soyunmaya başladım. Hiç acele etmiyor- dum. Yıllardır beni çıplak görmemiş annem hiçbir şeyin şaşkınlığı- na uğramadan sadece gözlerime bakıyordu. Neden sonra vücudu- ma bakmaya başladı. Kendime bir şey yaptığımdan korktuğunu düşündüm. Kollarımı göğsümde kavuşturup üşüdüğümü belli ettim. 8