TUEMsanat Basım Yayım Dilan Özdemir - Nem | Page 15
BEN-BEYAZ
Defter,
Ev soğuk. Üşüyorum. Ellerim titreyerek zaman zaman yazma-
ma mani oluyor. Ama beynimin içinde küçük ve şımarık çocuklar
gibi dolanıp duran, fikirlerimi kıran, rafa kaldırdığım nefesleri
soluyan sözler, kalabalıklar dışarı çıkma, senin şu sonbahar yaprak-
ları gibi eskimiş sarılığına tükürme telaşındalar. Biraz olsun rahat-
larım umuduyla huzurunu dürtmeye geldim anlayacağın.
Karşımda suskunluğunu tebessüm edip giymiş bir bilge gibi
durma öyle. Sen de konuş! Anlat bana kafamı taktığım şeylerin
uzaktan baktıkça küçülüp küçülüp yok olacağını, çok istersem bir
deniz kenarında tüm bu şehri iki parmağımın arasına sığdırabilece-
ğimi. Haydi, söyle bana şu kâinatın kocaman olduğunu ve benim
aslında ‘yok’ olduğumu, ‘hiç’ olduğumu. Söyle. Ama sen de kırma-
dan kalbimi. De ki, “Kendini gören bir sensin. Bu kadar büyütme.”
16