Tablo 1. Travmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Travma Çocukların …
Şu Şekilde Etkiler…
• Strese karşı fiziksel tepkileri kontrol etmede güçlük.
Bedenlerini
• Yetişkinlikte dahi görülme riski olan kalp krizi ve
obezite gibi kronik rahatsızlıklara sebebiyet verme.
• Düşünme, öğrenme ve konsantre olmada güçlük.
Beyinlerini (Düşünsel)
• Hafızada zayıflık.
• Bir düşünce ya da eylemden diğerine geçişte güçlük.
• Öz-güven eksikliği.
• Güvensizlik hissi.
• Duygu düzenlemede güçlük.
Duygularını (Hislerini)
• Ebeveynlerle bağ kurmada zorlanma.
• Arkadaşlıklarda sorun yaşama.
• Güven problemi.
• Depresyon ve kaygı.
• Dürtüleri kontrol etmede eksiklik.
Davranışlarını
• Kavga, agresif davranışlar ve evden kaçma.
• Madde bağımlılığı.
• İntihar.
Travmanın Şiddetini Etkileyen Faktörler
Yaş: Çocuğun yaşı ne kadar küçükse o kadar savunmasız
oluyor. Hatta henüz konuşamayacak kadar küçük olan
bebek ve çocuklarda bile yaşanan olayın hissi kaldığı için
yetişkin birer birey olduklarında iyilik hallerini olumsuz
etkileyebiliyor.
Sıklık: Aynı travmatik olaya çok sayıda maruz kalmak ya
da çok sayıda farklı travmatik olaylara maruz kalmak tek
bir travmatik olaya maruz kalmaktan daha zararlı.
İlişkiler: Sağlıklı ebeveynlerle olumlu ilişkilere sahip olan
çocukların daha hızlı iyileşmekte.
Baş Etme Becerileri: Çocuğun zeka düzeyi, fiziksel
sağlığı ve öz-güveni travmatik olaylar ile baş etmesinde
yardımcı.
Algı: Çocuğun ne kadar tehlikede olduğuna veya o an
ne kadar korktuğuna yönelik algısı travmanın şiddetini
etkilemekte.
Hassaslık: Her çocuk farklıdır. Bazı çocuklar doğuştan
diğerlerine kıyasla hassaslardır.
Yaşanan travmatik olayın etkileri travmanın çeşidine ve
çocuğa göre farklılık göstermekte. Bu faktörler yukarıda
Tablo 1 de açıklanmaya çalışıldı.
104
THE CLAPPER 2018 - 2019
Bu olasılığı muhtemel sonuçlar listesi neden ebeveynlerin
travmayı yakından tanımaları gerektiğini gösteriyor.
Alınan doğru yardım aracılığı ile travmatik olayların
olumsuz etkilerini azaltmak ve hatta ortadan kaldırmak
mümkün.
Çocuğunuzun Davranışlarını Anlamak
Çocuklar ne zaman travmatik bir olaya maruz kalsa,
özellikle de uzun zaman zarfında meydana gelen çoklu
travmatik olaylar, bedenleri, beyinleri ve sinir sistemleri
onları korumak için harcanan efora adapte olabilmekte.
Bu da agresif davranışlarda artış, yetişkinlere güvenmeme
ya da itaat etmeme ve hatta çözülüme (gerçeklikten
kopma hissi) yol açabilmekte.
Çocuklar ne zaman kendilerini tehlikede hissetse bu tip
davranışlar sergilemek onların hayatta kalmaları için
önemli olabilir. Ancak sonrasında güvenli bir bölgeye
alınsalar dahi çocukların beyin ve bedenleri tehlikenin
geçtiğini fark edemeyebilir. Bu koruyucu davranış
ya da alışkanlıklar kullanıma bağlı artış gösterebilir
(tıpkı kasların kullandıkça büyüyüp güçlenmesi gibi).
Artık bu yeni çevrede kullanımına gerek kalmayan ve
dinlenebilecek olan ‘’hayatta kalan kasların’’ onarımı
zaman alabilir.