THE 100 | Eve Dönüş | Page 20

Kass Morgan Luke’un rengi atmıştı ve gözünün üzerindeki derin kesikten yüzünü kaplayacak kadar çok kan akıyordu. Glass giysisinin kolunu eline doğru çekip kesiğe bastırdı. Luke hafifçe inledi ama kıpırdamadı. Glass kanamayı durdurma umuduyla biraz daha bastırdı ve başını eğip Luke’un bedenini hızla gözden geçirdi. Sol elinin bileği morarıp şişmişti ama bunun dışında iyi görünüyordu. Rahatlamanın ve minnet duygusunun etkisiyle gözlerinden akan yaşlar yanaklarından süzüldü. Birkaç dakika sonra giysisinin kolunu kaldırıp yarayı gözden geçirdi. Kanama durmuşa benziyordu. Glass elini Luke’un göğsüne koydu. “Luke!” dedi nazikçe. Parmaklarını hafifçe köprücük kemiği üzerinde gezdirdi. “Luke! Benim! Uyan!” Luke, Glass’ın sesini duyup kıpırdanınca Glass kahkaha ve hıçkırıkla karışık bir ses çıkardı. İnleyen Luke göz kapaklarını kırpıştıra kırpıştıra açtığı gözlerini yeniden sıkıca kapattı. “Luke, uyan!” diye yineledi Glass, ardından ağzını Luke’un kulağına yaklaştırdı, tıpkı Luke’un işe başlama saatini kaçırma tehlikesi yaşadığı sabahlarda yaptığı gibi. “Geç kalacaksın,” dedi cılız bir gülümsemeyle. Luke’un yeniden, yavaşça açılan gözleri Glass’a dikildi. Konuşmaya çalıştı ama ağzından hiçbir ses çıkmayınca gülümsemekle yetindi. “Selam!” dedi Glass, korkusuyla üzüntüsünün bir anlığına eriyip gittiğini hissederek. “Her şey yolunda! Sen iyisin! Geldik, Luke! Başardık! Dünya’ya hoş geldin!” 20