THE 100 | Eve Dönüş | Page 19

EVE DÖNÜŞ daha çok ışık vardı. Kazazedelerden bazıları gemilerin yanan parçalarını kullanıp derme çatma meşaleler yapmışlardı ama yanıp sönen, düzensiz ışıklar pek rahat bir görüş olanağı sağlamıyordu. Glass, nereye baksa parçalanmış cesetler ve gölgelerden çıkan, korku dolu yüzler görüyordu. Artık ağaçlara yaklaşmıştı. Ağaç kabuklarını, eğri büğrü dalları, salkım saçak yaprakları görebiliyordu. Tüm yaşamını tek bir ağaca bakarak geçirdikten sonra, bunca ağacı bir arada görmek ürkütücüydü; bir köşeyi dönüp en yakın arkadaşınızın bir düzine klonuyla karşılaşmak gibiydi. Glass, dönüp koca bir ağaca bakınca nefesi kesildi. Kıvırcık saçlı bir genç, ağacın gövdesine yaslanıp kalmıştı. Muhafız üniformalı bir genç... Glass, “Luke!” diye bağırıp tökezleye tökezleye koşmaya başladı. Yaklaşınca genç adamın gözlerinin kapalı olduğunu gördü. Bayılmış mıydı? Yoksa... “Luke!” diye bağırdı 啹