fames Dashner
Thomas bunu itiraf etmekten nefret ediyordu ama uzakta, ile
ride gözden kaçırdıkları bir şey olduğuna dair umudunu yitirmişti.
“Grupla1 1
1 yürüme şekillerine bakılacak olursa, onlar da bir şey göre
1
miyorlar. Orada olamaz; önlerinde bomboş çölden başka bir şey yok.”
Aris gri-siyah gökyüzüne baktı. “Yukarısı hiç hoş görünmüyor.
Ya bir kez daha fırtınaya yakalanırsak?”
“Öyle bir şey olursa dağda kalmamız daha güvenli olur,” dedi
Thomas. Tüm bunların sona ermesi için müthiş bir yol değil mi,
diye düşündü. Aslında hiç var olmayan güvenli bölgeyi ararken şim
şeklerden yanıp kül olmak...
“Hadi, onlara yetişelim,” dedi Teresa. “Sonra ne yapacağımıza karar
veririz.” Ellerini kalçasına koyarak iki çocuğa baktı. “Hazır mısınız?”
“Evet,” dedi Thomas. Kendisini boğmakla tehdit eden panik ve
endişeye karşı koymaya çabalıyordu. Tüm bunların bir cevabı olma
lıydı. Olmak zorundaydı.
Aris cevap olarak sadece omuz silkti.
“O halde koşalım,” dedi Teresa ve Thomas bir şey diyemeden
çoktan uzaklaşmaya başlamıştı; Aris de hemen peşindeydi.
Thomas derin bir nefes aldı. Nedense Minho yla birlikte Labirent’e
ilk çıktığı zamanı hatırladı. Endişeliydi. Nefesini bıraktı ve diğerle
rinin arkasından gitti.
Yaklaşık yirmi dakikalık koşunun ardından rüzgâr yüzünden Labirent’te
harcadığının iki katı çaba harcamak zorunda kaldı. Zihninden Teresa’yla
konuştu. Son zamanlarda bir şeyler daha hatırladım. Rüyalarımda
Çürüyorum. Teresa’ya anlatmak istiyordu ama Aris’in önünde ko
nuşmak istememişti. Kızın, hatırladıklarına nasıl tepki vereceğini
görmek istiyordu. Belki gerçek niyetini anlamasına yardımcı olacak
bir ipucu edinebilirdi.
347