Test Drive | Page 315

i Labirent: Alev Deneyleri “Evet!” diye bağırdı Teresa. “Aynca bir daha seni yanaklarından öpmemi bekleme sakın. Sanınm dudaklarım mantar kapta.” Thomas bunu duyduğunda neredeyse gülecekti. Teresa elini tutmak için atılmadan, yeniden dağdan aşağı inmeye koyuldu. Dağdan inmeleri bir saatlerini aldı. Sonlara doğru yamaç eskisi gibi dik olmadığından hızlarını artırabildiler. Nihayet dönemeçler bitti ve son birkaç kilometreyi ufka uzanan ıssız çöle inene kadar koştular. Hava sıcaktı ama kapalı gökyüzü ve rüzgâr, sıcaklığı katlanılabilir kılıyordu. Thomas giderek birbirlerine yaklaşan A ve B gruplarını tam göremiyordu, özellikle de artık kuşbakışı bakmıyorken ve havada toz bulutu oluşmuşken. Ama hem erkekler hem de kızlar kuzeye doğru üerlemeye devam ediyorlardı. Thomas o an bulundukları yerden bile ü grupların yürürken rüzgâra karşı eğildiklerini görebiliyordu. | Thomas’ın gözleri havada uçuşan toz nedeniyle yanıyordu. Sü­ rekli gözlerini silmek zorunda kalıyordu ama bu, durumu daha kötü hale getiriyor, göz çevresinin acımasına neden oluyordu. Bulutlar, gökyüzünde toplanırken etraf gitgide kararıyordu. Bir şeyler yiyip içmek için verdikleri kısa molanın ardından kalan erzakları hızla azalıyordu- bir süre durup önlerindeki gruplan incelediler. “Öylece yürüyorlar,” dedi Teresa bir eliyle ileriyi işaret edip di­ ğer elini de rüzgârdan korunmak için gözüne siper ederek. “Neden koşmuyorlar?” “Çünkü hâlâ ila ya da üç saatimiz var,” diye cevap verdi Ans saatine bakıp. “Eğer yanlış hesaplamadıysak güvenli bölge dağlardan birkaç kilometre uzaklıkta olmalı. Ama ben hiçbir şey görmüyorum. 346