Test Drive | Page 50

de olurdu. Bu riski alamam.” “Tanrı aşkına, sana ne yapabilirim ki?” Reyes homurdanarak ayağa kalkıp beni kendisine çekti. “Tanrım, ne biçim şeyler soruyorsun, HollandalI.” Uzun parmaklarını boynuma dolayıp başparmağıyla çenemi yukarı ittikten sonra, dudaklarıyla ağzımı kapattı. Te reddütlü başlayan öpüşmemiz bir anda talepkâr bir öpüşmeye dönüştü. Dilini ağzıma daldırdı, ben de onun tadının, topraksı kokusunun zevkine vardım. götürebilsin diye Ona yaslanarak başımı dilini kaldırdım, sonra daha derinlere haya tım buna bağlıymış gibi geniş omuzlarına tutundum. Reyes bir eliyle ensemi tuttu, diğer eliyle de beni geri ge ri iterek duvara yasladı. Sonra tek eliyle iki elimi birden tutup başımın üzerine duvara mıhladı. Diğer eliyle de vücudumu istediği gibi keşfetti. Tehlike’yi avuçlayıp ucunu s ertleşene dek parmağıyla okşadı; ben de dudaklarımdan yumuşak bir iniltinin yükselmesine engel olamadım. Reyes sırıttı, başını eğdi ve sıcak ağzını nabzıma bastırdı. Karnıma lavlar aktı, içimin zevk dalgalarıyla ürpermesine sebep oldu. Onu durduracak gücü bulmaya çalıştım. Cidden, bu çok gülünçtü. Konu Reyes olduğunda kendimi zerrece kontrol edemiyor olmam, gerçekten acıklıydı. O Şeytan’m oğlu ve cennetin patikalarında yürümüş en güzel varlıksa, ne olmuştu? Bin yıldızın sıcaklığından yaratılmışsa, ne olmuştu? içimi eritiyorsa ne olmuştu? Kendime hâkim olmalıydım. Reyes’m erkek uzuvlarına değil, kendime. Diliyle bütün bedenimi ürpettiğinde, “Dur” dedim. “Seni uyarmam gerek.” “Öyle mi?” Reyes geri çekilerek bana şehvetle baktı. “Bedeninin ölmesine izin vermeyeceğim.” Reyes kuşku dolu bir sesle, “Beni durduracaksın, öyle mi?” dedi.