ha muğlak olsa, okul yemekhanelerindeki yemeğe benzeye cekti.
“Yani, son zamanlarda kimse sizden para istedi mi?” “Yalnızca
kuzenim Harry. Ama o hep benden para ister.” Kuzen Harr y
umutsuzluğa kapılıyor olabilirdi. Ya da cesaret kazanmış.
Harry’nin bilgilerini aldım, sonra, “Aklınıza başka bir şey geliyor
mu? Karınızın davranışlarını açıklayabilecek bir şey?” diye
sordum.
Adam Norma’ya kredi kartını verdikten sonra, “Pek sayılmaz”
dedi. Cookie’de de bende de bırakın kahvaltılık burrito’ları,
içtiğimiz ekstra kahveleri karşılayacak kadar bile para yoktu.
Kafenin de tavşanlı terliklerimi ödeme olarak kabul edeceğinden
şüpheliydim.
“Bay Jacobs” dedim birden cesaretlenerek, “size b ir şey itiraf
etmem
gerek,
insanların
duygularını
okumakta
çok
başarılıyımdır ve alınmayın ama, benden bir şeyler sakladığınızı
hissediyorum.”
Adam altdudağını ısırdı; gözeneklerinden vicdan azabı ve
suçluluk
akıyordu.
Karımı-öldürdüm-ve-arka-bahçeyegömdüm
türünden bir suçluluktan ziyade, bir-şey-biliyorumama-söylemekistemiyorum türünden bir suçluluktu bu.
Adam derin bir iç çekerek başını ellerinin arasına aldı. “Onun
biriyle ilişkisi olduğunu sandım.”
Bingo. “Eh, bu da bir şeydir. Neden bu kanıya vardığ ınızı
açıklayabilir misiniz?”
Fazla çabalayamayacak kadar yorgun olan adam, omuzlarını
silkti. “Sadece davranışları yüzünden. Benden uzaklaşmıştı. Ona
bunu açıkça sordum, o da güldü ve bana hayatındaki tek erkek
olduğumu, çünkü başka bir erkeğe katlanmak istemediğini
söyledi.”
Bu durumda, Mimi’nin ne kadar değiştiğine bakılırsa, adamın
gizli bir ilişkiden kuşkulanması doğaldı.
“Ah, bir de kısa bir süre önce arkadaşı öldü” dedi adam,