Test Drive | Page 169

vaşa katılmış olması imkânsız; senin buna cevap verebilece ğini tahmin ediyorum.” Parmaklarını birbirine doladı. “Bence sıra sende.” Tamam, adama karşı dürüst olmam gerekiyordu, ama ona her şeyi anlatamazdım. Bu Reyes’a haksızlık olurdu. Ona yalnızca gerektiği kadarını anlatacaktım. Tereddüt içinde, “Bunu nasıl söyleyeceğimden emin değilim” dedim, “ama Reyes kesinlikle savaş gördü. Hem de çok.” Tepkilerini ölçmek için Neil’ı izledim. “Asırlarca bir ordunun generalliğini yapmış, ama bu ordu bu dünyadaki bir ordu değil.” Neil neredeyse bağırır gibi, “O bir uzaylı mı?” dedi. Gülmemeye çalışarak, “Hayır” dedim, “değil. Sana her şeyi anlatamam... O yalnızca, doğaüstü bir varlık.” “Tamam” dedi masasından kalkarak. “Hücre hapsine gidiyorsun.” Kolumu tuttu, dikkatle de olsa beni sandalyemden çekip kaldırdı. “Ne? Anlatıyorum işte.” “Hayır, bunları bana zaten anlattın. Yeni, daha güzel şeyler anlatmalısın. Benden bir şeyler saklıyorsun.” “Saklamıyorum. Sadece...” “Az önceki hikâyeyi kaç kişiye anlattım, biliyor musun?” Üzerime eğilip, biri bizi duyabilecekmiş gibi sert bir fısıltıyla, “Bunun kulağa ne kadar çılgınca geldiğini biliyor musun?” dedi. Kapıya doğru gidiyorduk. “Dur, beni gerçekten hücreye kapatamazsın.” “Görelim bakalım.” “Neil!” Kapıyı açtığında, “Luann” dedi, “kelepçeyi getir.” Cookie, Luann’m ofisinde oturuyordu; bilgisayarından başı nı kaldırdı, hafif bir ilgiyle kaşlarını çattı, sonra tekrar araştırmasına döndü. “Tamam, pes ediyorum.” Avuçlarımı teslim olmuş gibi aç -