Test Drive | Page 132

Kahretsin, işin işkenceye varacağını biliyordum. Dişleri mi sıkmamaya, gözlerimin istemdışı bir hareketle bir milim bile açılmasına izin vermemeye çalıştım, ama bunlar yine de oldu. Adam beni faka bastırmıştı. Endişeli olduğumu biliyor du. Ama iş oraya varırsa, kullanabileceğim birkaç numara vardı. Ne olursa olsun asla pes etmeyecektim. Adama baktım ve havadan sudan konuşur gibi, “Bay Chao kıçımı yesin” dedim. Bay Chao’nun yüzü sanki taş kesilmişti. Adamın bana iş kence etmekten zevk alacağı hissine kapıldım, isterseniz ba na duygusal diyebilirsiniz, ama insanları mutlu etmek hoşu ma gidiyordu. “Sizi kızdırdım” dedi Smith. “Hayır, hiç kızdırmadınız. En azından şimdilik.” Reyes’ı, onun her tehlikede oluşumda geldiğini düşündüm, ama bu se fer gelecek miydi? Sonuçta bana kızgındı. “Size verebileceğim bir söz varsa, o da kızdığımda bunu fark edeceğinizdir.” Ada ma bir an baktım, sonra, ‘Yalan mı söylüyorum?” diye sordum. Smith uzun uzun bana baktıktan sonra ellerini teslim ol muş gibi kaldırdı. “Size söyledim, Bayan Davidson. Hakkı nızda araştırma yaptım. Dost olabileceğimizi umuyordum.” “Daireme o yüzden mi zorla girdin? iyi bir başlangıç de ğil, Frank.” Adam burnunu sıvazlayıp güldü. Ondan epeyce hoşlanma ya başlamıştım. Muhtemelen apış arasına vuracak, Chao bir şey yapmaya fırsat bulamadan ona diz çöktürecektim. Sonra ayvayı yiyecektim, ama dediğim gibi, pes etmek yoktu. Adam ciddileşti ve bana dik dik baktı. “O halde araştırma yı bırakmanızda ısrarcı olabilir miyim? Elbette, kendi güven liğiniz için.” “Israrcı olabilirsiniz, evet” deyip adama en büyük, en par lak tebessümümle gülümsedim. “Ama bunun bir faydası ol maz.”