Test Drive | Page 131

doğru kelimeleri bu lduktan sonra gözlerini yine bana çevir di, “olaylar olmuş.” Bilinçli bir biçimde hareketsiz kalarak deyim yerindeyse konuyu sulandırmaya çalıştım. “Olaylar böyledir işte. Olma ya eğilimlidirler.” Adamın yüzünde takdir dolu bir tebessüm belirdi. “Sizden bundan daha azını beklemezdim, Bayan Davidson. Herhalde siz de artık benden yalnızca sert bir dürüstlük beklivorsunuzdur.” “Dürüstlük iyi olur.” Bay Chao’ya baktım. “Ama sertliğe gerek yok.” Adam yumuşak bir sesle gülerek bacak bacak üstüne at tı ve koltuğa iyice gömüldü. “O halde dürüstlükle devam edelim. Görünüşe bakılırsa ikimiz aynı insanı arıyoruz.” Kaşlarımı soru sorar gibi kaldırdım. “Mimi Jacobs’ı.” “Bu ismi hiç duymadım.” Adam bana kirpiklerinin altından ayıplarcasına bir bakış atarak, “Bayan Davidson” dedi, “dürüstçe konuşacağımızı sa nıyordum.” “Siz dürüstçe konuşuyordunuz. Ben profesyonelce davra nıyordum. Elimdeki vakalardan bahsedemem. Dedektiflerin uyduğu tuhaf etik kurallar vardır.” “Doğru. Sizi alkışlıyorum. Ama aynı tarafta olduğumuzu söylememe gerek yok sanırım.” Adamın söyleyeceklerimi iyice anlaması için öne doğru eğildim. “Ben sadece müşterilerimin tarafmdayım.” Adam anlayışla başını salladı. “O halde, kadının nerede olduğunu bilseydiniz...” “Size söylemezdim” diye cümlesini tamamladım. “Pekâlâ.” Adam başını yana eğerek orta boylu, esmer ve öldürücü olana işaret etti. “Ama ya aynı soruyu Bay Chao sorsaydı?”