cerrah konuĢmak için Sör John'un yanına geldi. Adamın kadınsı bakıĢları son derece nazik
bir adam olan Sör John'u bile sinirlendiriyordu.
"Gore'un takımıyla gitmeme izin verdiğiniz için teĢekkür ederim Sör John," dedi
küçük cerrah. "Bu gezi bölgedeki bitki örtüsünü tıbbi incelemeye tabi tutmam açısından
paha biçilmez bir değer taĢıyor. Özellikle de Kral William toprakları üzerinde bulunan
likenler incelenmeli."
Sör John elinde olmadan suratını ekĢitti. Cerrah, komutanının bir zamanlar hayatta
kalmak için aylar boyu likenden yapılmıĢ sulu çorba ile beslenmek zorunda kaldığını
bilemezdi. "Bir Ģey değil Bay Goodsir."
Sör John bu sırnaĢık züppenin bay' yerine 'doktor' diye hitap edilmeyi tercih
edeceğini biliyordu. Ama bunu yapmak istemiyordu, çünkü adam iyi bir aileden gelmesine
rağmen sadece anatomi eğitimi almıĢtı. Bu sivil cerrah yardımcısı, teknik olarak iki gemideki diğer subaylarla eĢit yetkide olmasına rağmen, Sör John'un gözünde sadece Bay
Goodsir olarak çağrılmayı hak ediyordu.
Tayfalarıyla bu kadar içten sohbet eden komutanının soğukluğu karĢısında genç
cerrahın yüzü kızardı. Kepini baĢına geçirdi, buzda, geriye doğru üç sakar adım attı.
"Ah, Bay Goodsir," diye devam etti Franklin.
"Emredin Sör John." Sonradan görme genç cerrahın utançtan yüzü kızarmıĢtı ve
kekeliyordu.
"Sör James Ross'un yaptırdığı tepeciğe koyacağımız mesajda sadece iki subay ve
altı tayfanın ismi geçiyor," dedi Sör John. "Mesajı siz takıma katılmayı talep etmeden önce
yazmıĢtım. Kusura bakmayın. Aslında, katılacağınızı bilsem mesaja bir subay, bir
astsubay, bir cerrah yardımcısı re beĢ tayfa yola çıktılar diye yazdırırdım."
Goodsir bir an ĢaĢırdı, Sör John'un ona ne söylemeye çalıĢtığından emin olamadı
ama sonra selam verdi, kepini yeniden taktı ve mırıldandı. "Pek güzel, sorun yok,
anlıyorum, teĢekkür ederim Sör John," dedi ve tekrar yerine geçti.
Sör John, birkaç dakika sonra, Teğmen Gore, Des Voeux, Goodsir, Morfin, Ferrier,
Best, Hartnell ve Er Pilkington'un buz boyunca güneybatıda gözden kayboluĢlarını
izlerken, sakin görünüĢüne rağmen aslında baĢarısızlığı düĢünüyordu.
Buzda geçirecekleri bir baĢka kıĢ —bir baĢka yıl- onların sonu olabilirdi. Ellerindeki
yiyecek, kömür, fenerleri için gerekli yağ ve rom tükenecekti. Romun tükenmesi ise
tayfaların isyan etmesi anlamına gelebilirdi.
Bunun da ötesinde, eğer 1848 yılının yazı, 1847 yılının yazı gibi soğuk ve amansız
olursa buzda geçirecekleri bir baĢka kıĢ gemilerden birini ya da her ikisini birden
mahvedebilirdi. Sör John ve mürettebat, onlardan önce baĢarısızlığa uğramıĢ pek çok
seferde olduğu gibi, hayatlarını kurtarmak için gemiyi terk etmek, sandallarını ve balina
avlamak için kullandıkları filikaları aceleyle hazırladıkları kızaklarla çekmek, bütün bunları
amansız buz üzerinde yapmak zorunda kalabilirlerdi. Bu durumda açık deniz bulmak için
dua edecekler, kızaklar buz üzerinde yan yattığında ve küçük ırmakları bulup günlerce aç
karna kürek çektikten sonra rüzgârlar karĢı yönden eserek ağır botlarını tekrar gezici