"Sör John ve saygıdeğer baylar, bu türden hareket eden buzlarla, ondan daha kalın,
yüzen buzlarla ve buzdağlarından kopan büyük buz kütleleriyle Ģimdiye kadar iyi baĢ ettik.
Bunları bu kadar kolay atlattık çünkü açık denizleri kolaylıkla bulabiliyorduk. Ama baylar,
bundan sonra böyle olmayacak. Geceler uzuyor, adamsı buzlar artık sürekli karĢımıza
çıkıyor, küçük buzullara ve tümseklere giderek daha fazla rastlayacağız. Özelikle de bu
tümsekler beni ve Bay Blanky'yi endiĢelendiriyor."
"Neden, Bay Reid?" diye sordu Sor John. Yüz ifadesi farklı buz koĢullarını
konuĢmaktan her zaman olduğu gibi ne kadar çok sıkıldığını gösteriyordu. Sor John'a göre
buz buzdu - kırılıp geçilecek, yanından dolaĢılacak, aĢılacak bir Ģey.
"Kar, Sor John," dedi Reid. "Tepelerindeki derin kar. Ve yanlarındaki gelgit izleri. Bu
tür izler yaĢlı, gezici buzların, gerçekten yoğun kütlelerin varlığına iĢarettir. Onları
gördüğümüz anda ise tıkanıp kalırız. Güneye ve batıya dürbünle baktığımızda ya da kızaklarla gittiğimizde hep bu tür buzlan görüyoruz. Bir tek Kral William topraklarının
güneyinde açık suların izi var."
"Kuzey-Batı Geçidi," dedi Üsteğmen Fitzjames yumuĢak bir sesle.
"Belki de," dedi Sör John. "Büyük ihtimalle. Ama oraya ulaĢmamız için yüz elli
kilometrelik gezici buzu aĢmamız gerekiyor, hatta belki de üç yüz elli kilometrelik bir
mesafe. Bana söylenene göre, Terör'ün buz uzmanı batı yönünde koĢulların daha da
kötüleĢtiğine dair bir teoriye sahip. Bay Blanky?"
Thomas Blanky'nin yüzü kızarmadı. Diğerine göre daha yaĢlı olan bu buz
uzmanının sesi, kesik kesik patlayan, her biri bir tüfek sesi gibi keskin heceler halinde
geliyordu.
"O gezici buzlara girmek ölüme eĢittir. Zaten buraya kadar gelmemiz bile bir
hataydı. ĠĢin aslı, Peel Boğazından çıktığımızdan beri en az Baffin Körfezinin kuzeyinde
rastladığımız türden kötü bir buz akıntısıyla karĢı karĢıyayız ve bu akıntı her gün daha da
kötüye gidiyor."
"Neden böyle düĢünüyorsun Bay Blanky?" diye sordu Üsteğmen Fitzjames.
Kendinden emin sesi hafif peltekti. "Evet, yazın sonuna geldik. Ama deniz tam olarak
donuncaya kadar sorun yok. Anakaranın yakınında, örneğin Kral William Yarımadası'nda
deniz en az bir ay daha donmaz."
Bay Blanky baĢıyla 'hayır' iĢareti yaptı. "Hayır, bu buz, daha önce gördüğümüz
buzlara ya da sulu buza benzemez baylar. Bu, gezici buzdur. Kuzeybatıdan geliyor.
Bunları bir dizi dev buzul olarak düĢünün - parçalanan buzdağları. Güneye ilerlerken çevrelerindeki yüzlerce kilometrelik denizi donduruyor. ġimdiye kadar bundan korunduk."
"Peki bizi koruyan neydi? diye sordu Teğmen Gore. Çarpıcı biçimde yakıĢıklı ve
kiĢilikli bir subaydı.
Bu soruya, bakıĢıyla Blanky'ye devam etmesine gerek olmadığını belirten YüzbaĢı
Crozier yanıt verdi. "Bizi koruyan, biz güneye doğru ilerlerken batımızda kalan adalardı,
Graham," dedi Ġrlandalı YüzbaĢı. Bir yıl önce nasıl Cornwallis'in bir ada olduğunu
keĢfettiysek Ģimdi de Prince of Wales topraklarının da bir ada olduğunu keĢfettik. Bu