hayalet kovan dualar etti. Crozier, bir ġaman öfkelendiğinde herkesin öfkeleneceğini iyi
bilirdi.
Crozier grubun önünde ilerliyordu ve yanında yalnızca çocuklarını taĢıyan Sessizlik
vardı.
7i?röryinni derece sola eğilmiĢ; pruvası kuzeydoğuya, direkleri kuzeybatıya doğru
yatmıĢtı ve teknesinin sancak tarafı ise buzun üstünde duruyordu. Tuhaf bir biçimde
pruvanın sol tarafındaki çapa açılmıĢ ve halatı kalın buz kütlesinin içinde kaybolmuĢtu.
Crozier ĢaĢkındı; çünkü pupanın en az yirmi kulaç dibe ineceğini tahmin etmiĢti ve
arkasında bulunan adaların kuzey kıvrımları boyunca küçük koylar görmek de onu hayli
ĢaĢırtmıĢtı. En azından tedbirli bir YüzbaĢı gemisini bu geniĢ adanın doğu kıyısına bırakır
ve rüzgârı kesen kayalıkların bulunduğu büyük ada ile üç küçük adanın arasında bir yere
de demir atardı.
Ama Terör buradaydı, geniĢ adanın kuzey ucundan dört kilometre ötede demir
atmıĢ ve kuzeybatıdan gelen fırtınalara terk edilmiĢti.
Crozier geminin etrafında bir kez dolaĢıp yan yatmıĢ güverteyi gördükten sonra
Puhtoorak'ın avcılarının sırrını çözmüĢtü: Gemiye girebilmek için tekneyi sancak tarafından
kırmalarının sebebi, bütün bölmelerin kapatılıp mühürlenmiĢ olmasıydı.
Crozier dönüp tekneye oyulan insan geniĢliğindeki deliğe baktı. Ġçinden geçebilirdi.
Puhtoorak ona avcıların bu deliği yıldız taĢı baltalarıyla açtıklarını söylediğinde içinde
kabaran acı dalgalarına rağmen gülümsemek zorunda kalmıĢtı.
Gerçek insanlar buzda buldukları göktaĢı parçalarına "Yıldız taĢı" diyorlardı. Crozier
daha önce Asiajukün uluriak anoktok -gökten düĢen yıldız taĢı- hakkındaki konuĢmalarını
duymuĢtu.
Crozier Ģu anda yanında bir yıldız taĢı bıçağının ya da baltasının olmasını isterdi.
TaĢıdığı tek silah denizayısı diĢinden yapılma basit bir bıçaktı. Kamatik'le zıpkın vardı;
ama Crozier'a ait değildi ve gemiye girebilmek için kimsenin zıpkınını ödünç almak da
istemiyordu. O ve Sessizlik, zıpkınlarını bir hafta önce terk ettikleri qayarf\.2L
bırakmıĢlardı.
On iki metre gerideki kızağa bağlı qimmiq'ler -sahipleriyle ruhlarını paylaĢan sarı
mavi gözlü ve esrarengiz bakıĢlı iri köpekler— birbirlerine ve onlara yaklaĢan herkese
havlayıp hırlıyor ve sürekli uluyorlardı. Burayı sevmemiĢlerdi.
Crozier, Sessizlik'e iĢaret diliyle, Asiajuk'a benimle gelmek isteyen birinin olup
olmadığını sor, dedi.
Sessizlik iplerini kullanmadan sadece parmaklarıyla hızlıca sordu. YaĢlı ġaman
Sessizlik'in ne demek istediğini, Crozier'ın beceriksiz iĢaretlerinden çok daha çabuk
anlardı.
Gerçek insanların hiçbiri o delikten girmek istemiyordu.
Crozier, Sessizlik'e Birkaç dakika içinde döneceğim, dedi.